Enver abim buyurdular ki;
Allahü teâlâ, Peygamberimize “aleyhissalatü vesselam” buyurmuş ki; “Göğsünü paralayacak şekilde kendini niye öyle harap ediyorsun? Bana neden inanmıyorlar, iman etseler ateşte yanmayacaklar deyip niye kendini bu kadar sıkıntıya sokuyorsun. Hidayet benim elimdedir. Bu hakkı senin eline vermedim. Kimin iman edeceğine, kimin iman etmeyeceğine ben karar veririm”. Onun için arkadaşlar, hepimiz cenab- Hakkın bu özel tahsisine, bu özel lütfuna kavuştuk. Böyle yüce Allah’a insan nasıl itaat etmez, nasıl onu sevmez?
Allahü teâlâyı nasıl seveceğiz? Allahü teâlâya teşekkür, namaz kılmakla olur. İmandan sonra namaz gelir. Namaz kılmayan, yüz bin hac yapsa, yüz bin sadaka dağıtsa, daha birçok yüz bin ibadet yapsa, bunların hepsi bir vakit namaz etmez. Bu binanın ayakta durması temel ile mümkündür. Temel yoksa olamaz. İstanbul vilayetinin kapısında İslam harfleriyle yazılı bir hadis-i şerif vardır. (Essalatü imadüddin) = (Namaz dinin direğidir) sadaka Resulullah. Elhamdülillah ki, bu yazı hâlâ orada duruyor. Direksiz bina olamaz. Namazsız din olmaz. Bir kimse için, çok hayr sever denebilir, fakat namaz yoksa hepsi boştur. Hepsi, havada duran bina gibidir. Böyle bir binaya girilip oturulur mu?
ali zeki osmanağaoğlu