Enver abim buyurdular ki;
Mübarek Hocamız buyurmuşlardır ki; Eğer Allahü teala bir kulunu kurtarmak isterse, Allahü teala bir kuluna Cennet nasip etmek isterse, onu, sevdiği, razı olduğu bir kuluna mülaki eder, yani tanıştırır. Ona kavuşturur. Ne demek? Bir uçak düşünün, insan uçağa bindikten sonra pilota karışabilir mi? Binmeyebilir. Ama bindikten sonra teslim olmak zorundadır.
Mübarekler buyurdular ki; İnsanın doğması, ölmenin alametidir. Cebrail aleyhisselam insan şeklinde geldi. Dedi ki; Ya Resulallah! Dünya ile ahiretin arası ne kadar uzak olacaktır? Cevaben; Göz kapanıp açılıncaya kadar, buyurdular. Yani, ahiret bize o kadar çok yakın. Peki, Ya Resulallah! İnsanın ömrü dünyada ne kadardır? Rüya kadar, buyurdu. İnsan rüyada çok şeyler görür. Şu kadar anlatır, anlatır, hâlbuki bilmez ki, o rüya birkaç dakika yahut birkaç saniyedir. Yani, çok uzun gibi gelen o hikâye gerçekte çok kısadır. İşte hadis-i şerifte olduğu gibi; İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar. Yani bilin ki, rüyada insan istediği kadar zengin olsun, istediği kadar fakir olsun ne yazar? Hiç! Şair ne güzel söylemiş. İnsanın ömrü, dünyanın ömrüne nazaran, sahrada esen bir rüzgâr kadardır. Bitti, ha var ha yok. Bu hayatın içinde çok acı çektiğim günler oldu. Ameliyatlar oldu, hastalıklar oldu, dertler oldu; fakat ne yapayım ki rüzgar esintisi gibi o da geçti. Zalimler, güçlü insanlar, ellerindeki imkanları gariplere karşı kullandılar, zulm ettiler, can yaktılar; ama o da geçti. Fakat mazlumdan, haksızlığa ve iftiraya uğrayanlardan geçmedi. Onların boynuna yazılı olarak asılı kaldı. Ahirete gittiği zaman cenab-ı Hak; kulum nedir senin bu boynunda asılı olan, diye soracak. Kul da diyecek ki; Ya Rabbi, ben dünyada gariptim, fakirdim, bana zulm ettiler, eziyet ettiler, şimdi ben hakkımı istiyorum. Haklı. Çünki, adalet mutlaka yerini bulacaktır. Hatta boynuzsuz keçi boynuzludan bile hakkını alacaktır. Orada her şey adalet ölçüsünde tartılacak ve hak yerini bulacaktır. Onun için hiç kimse zannetmesin ki, ben yaptım ettim bana dokunan yok. Vallahi dokunacaklar. Dolayısıyla, ne mutlu, dünyadan ahirete mazlum gidenlere, haklı gidenlere. Orada kârlı çıkacaklar.
ali zeki osmanağaoğlu