Enver abim buyurdular ki;
Mübarekler; benim siyasetimi içinizde en iyi bilen, Enver’dir, buyurdular. Siyasetin aslı, herkesle iyi geçinmektir. Kendine hiç kimseyi düşman etmemektir. Hocamızın yolu, bu yoldur. Münakaşa, yok. Mücadele, yok. Münakaşa, mücadele istiyorsan, var, kendi kendine var. Sana, senden büyük düşman mı arıyorsun? Sen varken başkası sana gelir mi? Çünki senin düşmanın; hem canını, hem malını, hem dinini, hem imanını, her şeyini almak için seninle karşı karşıyadır. Sen niye başkasına bakıyorsun? Kendine bak!
Mübarekler ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Efendim, bu hizmetler durursa, felaketler peş peşe gelir. Çünki, birgün müşrikler Peygamber efendimize “aleyhissalatü vesselam” geldiler; sen bir şeylerden bahsediyorsun, Peygamber olduğunu söylüyorsun. Bir beddua et, biz ölmek istiyoruz. Gökten taş yağsın, ateş yağsın, biz de senin Peygamber olduğunu anlayalım, dediler. Mübarek buyurdu ki; Aranızda ben varken, size böyle umumi bela gelmez. Bunu, Mübarekler anlattılar, sonra buyurdular ki; Vârisleri de böyle, kardeşim. Umumi bela geldi mi peki? Gelmez! Yeter ki, onların hizmeti, onların nefesi bereketi, onların sevgisi devam etsin.
ali zeki osmanağaoğlu