Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
1987 senesinde hacca gidileceği kesinleşince, mübarek Hocamız beni üç ayrı zamanda, seadethanelerine davet ederek hem nasihatta bulundular, hem nasıl hac yapacağımızı ve nelere dikkat edeceğimizi anlattılar.
İlk davetlerinde, sünnete uygun nasıl hac yapılacağını, nerde nasıl davranmamız lazım olduğunu anlattılar, sonra; bu sene bizim arkadaşlarımızdan kimler hacca gidiyor diye sual ettiler. Ben de tek tek hepsini saydım. Sıra bir abiye gelince, ” o da bizim abilerden mi” buyurdular. Bunun üzerine ben durakladım, bir şey söyleyemedim. Biraz sessizlik olunca, “tabii bizi sever, yine abilerden sayılır” buyurdular. Sonra, o sene tayyare ile hacca giden abilerimizin hepsini, müftü muavini olan bir hastam vesilesi ile aynı kafilenin aynı grubuna toplattırdığımı anlatınca çok sevindiler.
İkinci davetlerinde; bir akşam idi. Evde Enver abim de vardı. Hocamız, üst katta arka bahçeye bakan balkonda çay içiyorlardı. Enver abim bana da çay getirdi, üçümüz çay içerken, mübarek Hocamız, ay’ı ve yıldızları seyrediyorlardı ve şunları anlattılar; “Bu aya Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” de baktılar. Bu ay’da Resulullah efendimizin gözlerinin şuaları var. Aya bu niyet ile bakmak ibadetdir, sevabdır” buyurdular. Hacca gitmek ile ilgili bazı ince bilgiler anlattılar. Bu arada Enver abim Hocamıza; ” Ali rüyasında sıklıkla Peygamber efendimizi görüyor, bazan ben anlattırıyorum, size de anlatsın” buyurdular. Sevinerek; “öyle miii, tabii dinlerim” buyurdular. İki tane anlattıktan sonra yeter diyebilirler diyerek sustum. “Başka var mı” buyurdular. Var efendim dedim. “öyleyse bir tane daha anlatın” buyurdular. Üçüncüyü anlatırken mübarek Hocamızın mübarek gözlerinden yaşlar akıyordu. Sonra hacca gitmek ile ilgili anlattıklarına biraz daha devam ettiler. “Bunlardan üç mesele çok mühimdir, buna çok dikkat edin” buyurdular. Birincisi; “bid’at ehlinin yüzüne gülerek bakılmaz, bid’at ehlinin yüzüne gülerek bakmak dinin yıkılmasına sebep olur, onları sevmeğe sebep olur ki çok tehlikelidir” buyurdular. İkincisi; “bid’at ehlinin arkasında namaz caiz olmaz, kendi aranızda cemaat yaparsınız, onların arkasında mecbur kalırsanız mutlaka iade edin” buyurdular. Üçüncüsü de; “Yaptıkları hiçbirşeyi beğenmeyin, dünya işi bile olsa bunu ne güzel yapmışlar demek tehlikeli olur. Muhabbete sebep olabilir” buyurdular. Sonra da; “Bu nasihatlerimi diğer arkadaşlarımıza da söyleyin” buyurdular.
– devamı haftaya –