Bir gün yine mübarekler anlatmışlardı; bir kumandan askerleriyle beraber giderken bir ormana giriyorlar, kumandan emir veriyor, herkes yerden taş toplasın. Bazıları diyor ki; ya arkadaş ne lüzumu var, taş toplamak zamanı mıdır. Onlar almıyorlar. Bir kısmı da diyorlar ki; gönlü kırılmasın, bu bizim kumandanımız, emirimiz, onun hatırı için üç beş tane alalım bari diyorlar. Bazıları da diyor ki; Allah Allah, biliriz ki bizim kumandan hikmetsiz iş yapmaz, madem böyle buyurmuştur, ceplerimizi dolduralım. Sabah oluyor, hiç almayanlar başlıyor kafalarını kırmaya, çünki o taşların hepsi pırlanta olmuş. Eyvah, keşke iki üç tane bari alsaydık; iki üç tane alanlar, bari akıl ettik almayı, keşke şu arkadaşlarımız gibi ceplerimizi doldursaydık; o, ceplerini dolduranlar da, keşke iki büklüm olsaydık, her tarafımızı doldursaydık, diyorlar. İşte arkadaşlar, büyüklerin kelamları birer pırlantadır, herkes itaati nispetinde o pırlantaları toplar ve istifade eder. Tam İlmihal bir pırlantadır, bunun her cümlesi cevherdir, herkes, itaati ve muhabbeti nispetinde oradan taş toplayacaktır. Bunun için, ahirette pişman olmamak için; keşke daha fazla taş toplasaydım dememek için, bu dünya bir fırsattır. Bu taşları toplayalım, bu bilgilerden istifade edelim…
Âb-ı Hayat – 992
Enver abim buyurdular ki;
Çok büyük nimetlere kavuştuk, yeter ki bu nimetlerin kıymetini çok çok iyi bilelim ki Allahü teala elimizden almasın. Çünki, Allahü teala Kur’anı kerim’de mealen: Verdiğim nimetin kıymetini bilmezseniz elinizden alırım, buyuruyor Mübarekler sohbetlerinde buyuruyorlar ki; Allahü teala cevheri çöplüğe koymaz, eğer cenab-ı Hak bir kuluna, büyükleri tanımak, onları sevmek nasip etmişse, bu kalp temiz bir kalptir. Çünki o cevher, onları tanımak cevheri çöpe gitmez. Onun için, çok değerlisiniz, çok kıymetlisiniz, çünki Allahü teala bu kalpleri, bu nimetleri bize vermiştir, yeter ki o nimetin kıymetini bilelim ve cenab-ı Hak elimizden almasın.
ali zeki osmanağaoğlu