Enver abim buyurdular ki;
Mübareklerin mübarek kelamları var. Buyuruyorlar ki; Hiç kimse kimsenin rızkını yemez. Hiç kimse rızkını bitirmeden ölmez. Ölmek, rızkın bitmesidir. Mübarek bir zat buyurmuş ki; Yerler demir olsa, gökler bakır olsa, ben rızkıma üzülmem. Çünki, beni yaratan Rabbim, önce rızkımı yarattı ve kefil oldu. Senin rızkına ben kefilim, dedi. Allahü tealanın kefil olduğu rızka endişe duymamalıdır…Tevekkül, imanın şartıdır. Allahü tealaya tam tevekkül edenler, tam güvenenler, her zaman her yerde neşeli olmuşlardır, neşe dağıtmışlardır.
Mübârekler, “Mü’min ölümden korkmaz. Çünki ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür” buyururlardı.
Mübârekler buyurdular ki, en son olarak can yani ruh kalpten çıkar. Beyinden çıkar, kulaktan çıkar, burundan çıkar, yani artık onlar fonksiyonlarını yerine getiremez hâle gelir. Ama kalpten çıkmaz henüz. Kalpten en son çıkar. Dolayısıyla, kalpte muhabbeti olan, kalpte îmânı olan, aşkla muhabbetin hatırlamakla da ilgisi olmadığı için, îmânlı gider, buyurdular.
Mübârekler buyurdular ki, en son olarak can yani ruh kalpten çıkar. Beyinden çıkar, kulaktan çıkar, burundan çıkar, yani artık onlar fonksiyonlarını yerine getiremez hâle gelir. Ama kalpten çıkmaz henüz. Kalpten en son çıkar. Dolayısıyla, kalpte muhabbeti olan, kalpte îmânı olan, aşkla muhabbetin hatırlamakla da ilgisi olmadığı için, îmânlı gider, buyurdular.
ali zeki osmanağaoğlu