Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Geçen haftanın devamı:
Hocamız buyurdu ki; Kalbden kalbe yol vardır. İş, o yolu ele geçirmektir. O yol ele geçti mi, herşey ele geçmiş demektir. İşte Enver abimizin kalbinden de talebelerinin, sevenlerinin kalbine böyle bir yol vardı. Enver abim kalbden konuşurdu, laf olsun diye, dünya çıkarı için söz söylediği hiç duyulmamıştır. Karşısındakinin ahireti için söylerdi hep. Onun için Enver abimden öğrendiklerimiz unutulmuyor, her kelimesi kalbimize tesir ederdi.
Bir bayram sohbeti idi, Enver abim buyurdu ki; size Mektubat’tan bayram hediyesi olarak iki tane mektub söyleyeceğim, bunları bugün okursunuz. Biri 100 den 2 noksan, diğeri 50 den 2 noksan. 98 ve 48. Biri insanı mum gibi yapar, biri de hizmetlerimizin kıymetini anlatır, buyurdular. O gün öyle kalabalık vardı ki, abiler Enver abilerin etrafından ayrılamıyorlardı, sokaklar dahi dolu, araba kapıya yanaşamıyordu. Yaz günü olmasına rağmen sadece 1 dakikalık şiddetli bir yağmur yağdı, sokak bir anda boşaldı, o arada, Enver abileri almağa gelen araba gelebildi, Enver abim gitti, o anda yağmur da durdu. Aynı gün akşama Hocamıza bayram ziyaretine gittiğimizde, babam (Muammer dede), Hocamıza sabahki bu olanları anlattı. Hocamız; “Enver abi’de silsile-i âliyyenin kokusu var. Onun için abiler ayrılamıyorlar”, buyurdular. Yağmur için de, “Enver abinin kerametidir” buyurdular.
Enver abiyi bir gören tekrar görmek isterdi. Fikir ayrılığı olanlar dahi Enver abiyi severdi. Enver abi, herkese yardımcı olmağa çalışırlar, herkesin derdine çare bulmağa çalışırlardı. Hiç kimsenin kalbini kırdığı görülmemiştir.
Enver abim, asırlarda ender yetişen çok müstesna bir insandı. Allahü teala rahmeti ile merhameti ile muamele eylesin inşallah.
Fî emanillah