Enver abim buyurdular ki;
Ubeydullah abi bize Şems-i Tebrizi rahmetullahi aleyh’in altı yedi mısralık bir şiirini verdi. Onu bir tablo halinde bastıracağız. Bu şiirin her mısrasının sonu edep kelimesi ile bitiyor. İmanı sordular, edebdir, ihlâsı sordular, edebdir, ilmi sordular, edebdir şeklinde giden Farisi bir şiir. Tabii altında Türkçesi de var. Eshab-ı kiram’dan Dıhye-i Kelbi cenab-ı peygambere aleyhissalatü vesselam daha iman etmemişdi. Ama çok edebliydi, oturur dinlerdi, hediyeler de getirirdi. Hatta bazen; Dıhye, madem dinliyorsun, seviyorsun bir de iman et, derlerdi. O da; ya Resulallah, ben seni seviyorum, senin dinin senin, benim dinim benim, derdi. İşte Dıhye çok edebli olduğu için, bir gün kelime-i şehadet getirdi ve Eshabdan oldu “radıyallahü anh”. Bir gün Abdullah-ı Dehlevi hazretleri “rahmetullahi aleyh” sohbet ederken bir Hıristiyan genç aralarına karıştı. Çok kibar, çok terbiyeli idi. Talebeleri, bu niçin burada şeklinde düşünüyorlar, hocaları bir şey demediği için git de diyemiyorlardı. İçlerine de kabul edemiyorlardı. Ama bir gün sohbete devam ederken Abdullah-ı Dehlevi hazretleri bu delikanlıya şöyle bir bakıyor, o anda genç Allah deyip kelime-i şehadet getiriyor. Diğerlerinin on senede aldıklarını, o, on saniyede alıyor. Neden? Edebi sayesinde. Onun için, bir kimse islamın bütün şartlarını yerine getirse, haramlardan kaçsa, ibadetlerini yapsa, ama edebi yerine getirmezse, hepsi silinir gider. Edep kime karşı olur? En evvela Allahü teala’ya karşı, anne babaya karşı, hocaya karşı, komşuya karşı olur. Bir insanın hayatta en büyük saygıyı anneye karşı göstermesi lazımdır. Hazret-i peygamber “aleyhissalatü vesselam”; “Komşuya karşı saygı, anneye babaya yapılan saygı gibidir” buyuruyor. Arkadaşların her biri komşudur. Arkadaşına karşı saygılı olamayan, hocasına karşı olamaz, hocasına karşı saygılı olamayan cenab-ı peygambere ve Allahü tealaya karşı saygılı olamaz. Büyüklerden biri bir beyt yazmış: “Gece gündüz ibadet eden ama göğsü ileride olandan, günahkâr, boynu bükük olan, bana daha sevimlidir.” Edep, illa edep, sonu yine edep. Edep haddini bilmekdir. Edep sevgi demekdir. Edep; şevkatli, merhametli olmaktır. Edebi olanda bunlar vardır. Edep; önce sen, sonra yine sendir. Bu, müminin alametidir. Halbuki öteki; önce ben, sonra sen diyor.
ali zeki osmanağaoğlu