Enver abim buyurdular ki;
Behlül Dânâ hazretleri, Harun Reşid hazretlerine; ya Emir-el mü’minin, toprağın altında en çok ne var, demiş. Bunu bilmeyecek ne var? Ölü var, demiş. Sen o kadar bilirsin deyince, Harun Reşid, sana göre ne var, demiş. Duymuyor musun, ne sesler var. Cennette olanlar, ya Rabbi, bize bu imanı, bu ihlası nasip ettin, keşke biraz daha ibadet etseydik, şu makamlara erişseydik, diye feryad ediyorlar. Günahkarlar Cehennemde yanıyor, ya Rabbi, keşke şu günahları işlemeseydik, keşke kitaplarımızın bildirdiği gibi yaşasaydık, keşke Kur’an-ı kerime uysaydık, şu Cennettekiler gibi olsaydık diye feryad ediyorlar. Kâfirler ve müşrikler de Cehennemde, keşke kelime-i şehadet getirseydik, Rabbimize ibadet, iman etseydik de, şu ateşte yanmasaydık diye feryad ediyorlar. Sen bu sesleri niye duymuyorsun? Çünki, senin kulaklarını servet ve şöhret tıkamış. O zaman, bu bağıranların suçu ne, demiş. Orası pişmanlık yeridir, herkes pişman olacak. Ama en çok pişman olan, orta derecede pişman olan, bir de öyle olduğu halde, böyle pişman olan var. Ama unutmayalım ki, bu dünya tamamen imtihandır, çalışmak yeridir. Bu dünya ahiret için yatırım yeridir ve bu dünyada insan ne ekerse, ahirette onu biçecektir. Allahü teala hepimize yardım etsin. Bizi kendi şerrimizden ve kendi kendimize konuşmaktan korusun. Daima büyüklerimizin tavsiyelerini, nasihatlerini dikkate alarak yaşamağa çalışalım.
ali zeki osmanağaoğlu