Enver abim buyurdular ki;
Hocamız bir gün hastanede karyolada yatıyorlar. Şu karyolanın üzerini acaba bir göz olsa da görse, ne sevaplar, ne rahmetler, ne dualar yağıyor? Hani bir gün Efendi hazretleri Sultan Hamid’in kabrinin yanından geçerken, Ceyhun nehri gibi buraya dua akıyor, rahmet akıyor, buyurmuşlar ya, o aklıma geldi. Hocamıza; Efendim, kim bilir neler yağıyor buraya, dedim. Nereden biliyorsun, buyurdular. Efendim, imanımızı size borçluyuz, namazımızı size borçluyuz. Bu kadar arkadaşların hidayetinden dolayı, size borçluyuz, dedim. El-cevap; Doğru, kitapları ben yazdım. Ama siz ve arkadaşlarınız dağıttınız. O halde, biz bütün bu sevapların hepsine ortağız efendim, buyurdular. Bu da afiyet olsun, yeter ki az dahi olsa, iştirak olsun. Çünki, bu bir networktür, bir online sistemidir. Ahirette bütün bu sevaplar paylaşılırken, isimlere bakılacaktır. Var mısın yok musun? Velhasıl, ucundan kenarından mutlaka bir irtibat kurmak şart ki, bu sevaplara hep beraber kavuşalım. Aksi halde, ayrı kalan, mahrum kalır. Nerede? Her yerde! Ayrı kalan, mahrum kalır.
ali zeki osmanağaoğlu