Enver abiler buyurdular ki;
Dünyanın en bedbaht, en talihsiz insanı, tabii ki Allahü tealaya güveni az veyahut da hiç olandır. Çocuk anne karnındayken, daha dünyaya gelmediği halde, Cebrail ‘aleyhisselam’ geliyor, kulağına diyor ki; Bak, sakın rızkından endişe duyma. Allah senin rızkına kefildir. Dünyadayken yiyeceğin bütün rızık yazılmıştır. Sen onu ararsan, o da seni arayacaktır. Bitti! Cenab-ı Hak kefaleti daha anne karnında veriyor. Onun için, en talihsiz insan, rızkı için endişe duyandır. Seni yoktan var eden, her an varlıkta durduran ve senin rızkına kefil olan niye vermesin?
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyorlar ki; İyilik eden, ister müslüman olsun, ister münkir olsun ecrini alır. Eshab-ı kiram sormuşlar; Ya Resulallah! Müslüman ecir alır da münkir ne alır? Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki; Dünyada işleri kolaylaşır, ahırette azabı diğerlerinden daha hafif olur. Neden? İyilik ediyor.
Cenab-ı Peygamber “aleyhisselam” buyuruyor ki; Verdiğin mal senindir, aldığın değil.
Allahü teala iki şeyin sevabını kullarına bildirmedi. Biri, Ramazan-ı şerif orucunun sevabını, bir de yemek yedirmenin sevabını. Cenab-ı Hak; Bir ben bilirim, buyurmuş Yani, o kadar sevab…