Enver abiler bir Ramazan-ı şerif günü buyurdular ki;
Şeytan öyle kandırıyor ki, nefs öyle aldatıyor ki. Diyor ki; tamam, yarından itibaren şöyle olacağım, yarın geçiyor, öbür gün geçiyor, yarın, diyor tamam bu iş. Bir çizgi çizdim diyor, tamam. Yarın tamam bu iş. Benim perhiz gibi. Bir yemek geliyor. Diyorum, yarından itibaren perhize devam. Ateş düştüğü yeri yakar. İhlasla, içinden, böyle ciğerinden gelerekten Allahü teâlâ’ya duâ ediyorum, Ya Rabbi, Enver kuluna şehitlik nasib et diye. Amin deyin. Allahü teâlâ Enver abiye şehitlik nasib etsin. Size de inşaallah. Cennetinde de bulundursun inşaallah.
Sabahleyin Mübarekler buyurdular ki, aynen mübareklerin sözü, vallahi, billahi, tallahi. aynen şöyle buyurdular; Kardeşim, sizin muvaffak olmanızın yarısı, bu güler yüzünüzdendir. Yani, orada bizim paçayı kurtardılar . Sizin başarılı olmanızın yarısı, bu güler yüzlü olmanızdır, buyurdular. Neden, biliyor musunuz? Şimdi herkesin çıkarı var. Herkesin üzüntüsü, derdi var. Bir de biz ilave etmeyelim. Biz milleti biraz ferahlandırmaya uğraşıyoruz. Çünki, o da bir ibadet. Şimdi Enver abi şurada bir üzgün, süzgün olsa, herkes mahvolur. Eyvah diyecekler, neden Enver abi üzgün. Acaba kötü bir haber mi aldı? Acaba mübarekler hasta mı? Yani, borcumu arttı? Hastalığı mı arttı? Doksan tane fikir, öyle mi?…