Enver abiler buyurdular ki;
O büyüklerin bulunduğu yer, kullandığı eşyalar, bin sene geçse de onların hatıralarını, kokularını taşırlar. Onun için, bu yerler kıymetlidir, her an her yere yağmur gibi feyz yağmaktadır. Müslümanlar feyz alır, istifade eder. Kâfirlere ise zehir olur, küfrlerinin artmasına sebep olur. Nimetler aralıksız devam ediyor. Kabiliyetlerine göre alıp istifade edenler olduğu gibi, alıp daha beter duruma düşenler de oluyor. İşte birinden hazret-i Musa “aleyhisselam” ve onun gibi olanlar, diğerinden de Firavun ve onun gibiler yetişiyor. Sevgili Peygamberimize “aleyhissalatü vesselam” normal bir insan gözüyle bakan Ebu Leheb ve Ebu Cehil gibilerin küfürleri arttı, daha kötü oldular. Ebu Bekir “radıyallahü anh” gibiler de insanların en üstünü olmakla şereflendiler..
Birgün bir rüya gördüm, sanki hakîkatti. Üst katta yatıyordum. Alt kattan, bu salondan Mübareklerin sesleri geliyordu. Heyecanlandım, hemen kalkıp aşağı indim. Bülent Gencer abiyle kitap okuyorlardı. Beni görünce, ya kardeşim, özledim buraları, kitapları, arkadaşları, onun için geldim, buyurdular. Bülent abi Seadet-i Ebediyye okuyor, Mübarekler de dinliyorlardı. Bu, büyüklerin en çok sevdiği işleriydi.
Cem-i zıddeyn muhaldir. Bir şeyde iki sevgi aynı anda bulunmaz. Bir kalpte hem dünya sevgisi, hem de ahiret sevgisi bir arada bulunmaz..