2009 senesi, mart ayının 5′ i… Enver abim, huzurpınarında kitap hizmetlerine iştirak eden arkadaşlarımızı ihlas holding vip salonundaki yemekli sohbete davet etmişlerdi.
O gün Enver abim buyurdular ki;
-11-
Nasreddin Hoca, ya Rabbi, bu derdi benden alma diye dua ediyormuş. Niye böyle dua ediyorsun, demişler. Bu dert giderse, daha büyüğü gelir. Hiç olmazsa buna alıştım, demiş. Mü’minin başı dertten kurtulmaz. Biri giderse başka gelir. İllet, zillet, kıllet, eksik olmaz. Mü’minler dünyada karanlıktadır; ama ebedi aydınlığa gideceklerdir. Kâfirler dünyada aydınlıktadır, ahirette ebedi karanlığa gideceklerdir. İkisi bir olur mu?
Büyük bir zât talebelerini bir diken tarlasına getirmiş. Çoraplarını çıkarıp, dikenlerin üzerinden yürümeye başlamış. Talebelerine, haydi siz de yürüyün demiş. Bastıkları yerden, ayaklarından kan fışkırmış. Talebeleri zorlanınca, işte dünya budur. Dikenli yoldan gidenin, sonu aydınlıktır, demiş. Hayat hayaldir. İstirahat, musalla taşında olur.
Cennet ibadet karşılığı değildir, lütf-i ilahi iledir. İman, sebeptir. İmanı olmayan, cennete giremez. Sebebe yapışmak lazımdır. Daima iyi sebeplere yapışmalıdır. İyi sebep, insanlara yardımcı olmaktır. Hayırda israf olmaz. Mü’min ne çekse, ecir vardır. Yeter ki, kimden geldiğini bilsin. Başımıza taş gelse, taşın kimden geldiğini bilmeliyiz. Hayatımda çok tatlı günler, çok da üzüntülü günler geçti. Ama geçti. Hayat öldükten sonra başlar. Buraya hayat dememek lazımdır. Burası, hayalhanedir. Damarlar bile, şahitlik yapacaktır. Elde fırsat varsa, birine iyilik yapmalıdır. İnsanların iyisi, insanlara faydalı olandır. İnsanların kötüsü, insanlara zarar verendir. İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir. Üç çeşit insan vardır. Mü’min, elinden ve dilinden emin olunan insandır. Asla ondan zarar gelmez. Hep faydalı olur. İki çeşit fayda vardır. Birincisi, dünyevi fayda; ikincisi, uhrevi faydadır. Eden, kendine eder. Birisi bir hayır yapsa, o hayır icra edildikçe, öldükten sonra bile sevap gelir. Mü’min vefakârdır. Mü’min, herkesten dua alabilendir. En büyük hatayı kendimizde aramalıyız. Tövbe ve istiğfar edip, sonra Allahü tealanın kullarına iyilik etmeliyiz.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu