Enver abim bir bayram sohbetinde buyurdular ki;
-2-
Müminin hakiki düğünü ölünce başlar. Orada kelime-i şehadet getirdi mi, Melek-ül Mevt geldi de; Korkma! Erhamürrahimine gidiyorsun dedi mi, işte bayram, işte düğün, işte her şey o.. Onun için müminin gayesi o müjdeye kavuşmak olmalıdır. O müjde saadetin başıdır. Çünki ondan sonra hayat sonsuz devam edecek ve cennet inşallah. Allahtan ki müjde verenler çok. Mesela bir tanesinde Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri öyle buyuruyorlar; Allahü tealanın huzurunda ehil ve na ehil beraberest! Yani bir tanesi ehil oldu mu, Allahü teala onu kabul etti mi, onunla beraber kim varsa hepsini içeriye alıyorlar. Tasnife tabi tutmuyorlar; Sen na ehilsin, sen ehilsin, sen içeri, sen dışarı yok. Ehil ve na ehil beraberest! Ne güzel söylemiş. Bir hadis-i şerif var, bugün gazetede gelenlere de anlattım. Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ buyuruyorlar ki; Muteber olan işin sonudur. İşin başı, ortası değil, sonu muteberdir. Çünki insan bir yere gitmeye niyet ettiği zaman, bir vasıtaya biner, yürür gider. Fakat vardığı nokta onun hedefidir. Varacağı noktayı bilmeden yola çıkan, delidir. Nereye gideceği belli değil.. Öyle şey olmaz.
Onun için mümin hedefsiz değildir. Müminin hedefi; Ölüm ve sonrasına hazırlanmaktır. Ölüme ve sonrasına hazırlanmayan, tek kelimeyle ahmaktır. Çünki bu dünya fani, bugün var yarın yok. Nitekim hayatımızın bu kadarki bölümü, elhamdülillah şöyle veya böyle geçti. Böbrek ameliyatı ile de geçti, üzüntüyle de geçti, neşeyle de geçti. Böyle yirmi sene de geçebilir, elli sene de geçebilir. Ama o da geçecektir. Kalacak olan ameli salih veya günahlardır. Allahtan ki Allahü teala Kur’an-ı kerimde söz veriyor; Eğer tövbe ederseniz, cemi’a diyor, bütün günahlarınızı affederim. Binaenaleyh her zaman tövbe etmek lazımdır. Bin defa da tövbemiz bozulsa, yine tövbe etmemiz lazım, başka çaremiz yok. Çünki Rab bir ve biz O’nun huzuruna gideceğiz.
Hatta Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ efendimiz buyuruyorlar ki; İbadette yapsan, yine de tövbe et! Çünki bizim ibadetlerimiz de kusurludur. Kusursuz ibadet yaptığını iddia eden, en büyük kusurludur. Öyle şey olmaz. Her şeyimizi kusurlu, ayıplı ve noksan göreceğiz ve daha iyisini yapmaya uğraşacağız. Doğrusu budur. Hiçbir Peygamber veyahut ta bir evliya; Ben en iyisini yaptım, bu tamamdır dememiştir. Olmaz öyle şey..
-devamı var-
Onun için mümin hedefsiz değildir. Müminin hedefi; Ölüm ve sonrasına hazırlanmaktır. Ölüme ve sonrasına hazırlanmayan, tek kelimeyle ahmaktır. Çünki bu dünya fani, bugün var yarın yok. Nitekim hayatımızın bu kadarki bölümü, elhamdülillah şöyle veya böyle geçti. Böbrek ameliyatı ile de geçti, üzüntüyle de geçti, neşeyle de geçti. Böyle yirmi sene de geçebilir, elli sene de geçebilir. Ama o da geçecektir. Kalacak olan ameli salih veya günahlardır. Allahtan ki Allahü teala Kur’an-ı kerimde söz veriyor; Eğer tövbe ederseniz, cemi’a diyor, bütün günahlarınızı affederim. Binaenaleyh her zaman tövbe etmek lazımdır. Bin defa da tövbemiz bozulsa, yine tövbe etmemiz lazım, başka çaremiz yok. Çünki Rab bir ve biz O’nun huzuruna gideceğiz.
Hatta Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ efendimiz buyuruyorlar ki; İbadette yapsan, yine de tövbe et! Çünki bizim ibadetlerimiz de kusurludur. Kusursuz ibadet yaptığını iddia eden, en büyük kusurludur. Öyle şey olmaz. Her şeyimizi kusurlu, ayıplı ve noksan göreceğiz ve daha iyisini yapmaya uğraşacağız. Doğrusu budur. Hiçbir Peygamber veyahut ta bir evliya; Ben en iyisini yaptım, bu tamamdır dememiştir. Olmaz öyle şey..
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu