Enver abim huzurpınarı ekibimizden bazı arkadaşlarımıza buyurdular ki;
-2-
Yani, Allahü tealanın emir ve yasaklarına riayet etmek, saygılı olmak. İkincisi, mutlaka insanlara karşı şefkatli ve merhametli olmak. Mübarekler buyurdular ki; Kardeşim, en büyük merhamet, onlara elbise vermek, ev vermek değildir. En büyük merhamet, onları ateşten kurtarmaktır. Dolayısıyla, Mübarekler buyurdular ki; Efendim ahirette, günahkarlar, kabahatliler, ceza çekecekler. Ama hiç suçu yok, hiç kabahati yok.. Onlar da ceza çekecekler. Hadi bunlar günahkar, suçlu. Peki, ötekiler niye? Emr-i marufu terk ettikleri için. Yani Allahü tealanın kullarına bildiklerini söylemedikleri için. Efendim, ben bilmiyorum. Bilen bir kitabı ver! Yani bu işte mazeret yoktur. Bir gece Allahü teala Cebrail ‘aleyhisselam’a bir kavim için, bunları yok et, dedi. Ya rabbi, onbinlerce insan şu anda teheccüd namazında, sana ibadet ediyorlar. Onları ne yapayım, dedi. Onları da beraber yok et, buyurdu. Ya rabbi, hikmetini anlayamadım deyince; çünki onlar, kullarıma en ufak bir şekilde emr-i maruf, nehy-i anil münker yapmıyorlar. Onlar bu günahları işlerken, bunların yüzleri dahi ekşimedi, buyurdu. Çok tehlikelidir! Burası otoban değildir. Otoban, öbür taraftadır. Burada çile olmazsa, burada hizmet olmazsa, bu tarlaya tohum ekilmezse, ahirette ne biçilecek?.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu