-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-131-
Yağmur suyu saftır, insan içse zehir tesiri yapar. O yağmur suyunun toprağa inmesi lazım. Toprakta tuzlarla karışması lazım. O tuzlarla karışan ve içeceğimiz hale gelen su dünyâ üstüne çıkacak ve o dünyâ üstüne çıkan su musluklarla eve kadar gelecek ve tası tutacaksın, bardağı tutacaksın onu içeceksin. İşte Kur’an-ı Kerim Cenab-ı Hak tarafından inzal olunmuştur. Saftır, fekat kim Kur’an-ı kerime, kafasına göre mânâ çıkarmak için, anlamak için el uzatırsa, kendine göre anlamaya çalışırsa kâfir olur buyuruyor Peygamber efendimiz. İçtiğimiz su yağmur suyu, ama içemeyiz. Ehl-i sünnet âlimlerinin en büyük hususiyeti gelen bu saf suyu muhafaza altına almışlar. Ona ne bir bid’at karıştırmışlar, ne bir pislik bulaştırmışlar, ne de onu zayi etmişler. Çok muhkem boruların içerisinde bize kadar getirmişlerdir. Suyun kaçağını önlemişler, suyu korumuşlar. İçine birşey bulaşmasın diye de muhâfaza altına almışlar, biz içelim diye. Kur’an-ı kerîmin ma’nâsını anlamak isteyen mezheb imâmlarının kitâblarını okumalıdır. Mezheb imâmları yazdıklarını, Eshâb-ı kirâmdan veyahut da hocaları vâsıtasıyla, Eshâb-ı kirâmdan işitmişler ve yazmışlardır. Bütün yazılanlar hep, Resûlullah efendimizden bildirilenlerdir. Onun için, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsı, mezheb imâmlarının, ehl-i sünnet alimlerinin kitâblarından anlaşılmakdadır.
-131-
Yağmur suyu saftır, insan içse zehir tesiri yapar. O yağmur suyunun toprağa inmesi lazım. Toprakta tuzlarla karışması lazım. O tuzlarla karışan ve içeceğimiz hale gelen su dünyâ üstüne çıkacak ve o dünyâ üstüne çıkan su musluklarla eve kadar gelecek ve tası tutacaksın, bardağı tutacaksın onu içeceksin. İşte Kur’an-ı Kerim Cenab-ı Hak tarafından inzal olunmuştur. Saftır, fekat kim Kur’an-ı kerime, kafasına göre mânâ çıkarmak için, anlamak için el uzatırsa, kendine göre anlamaya çalışırsa kâfir olur buyuruyor Peygamber efendimiz. İçtiğimiz su yağmur suyu, ama içemeyiz. Ehl-i sünnet âlimlerinin en büyük hususiyeti gelen bu saf suyu muhafaza altına almışlar. Ona ne bir bid’at karıştırmışlar, ne bir pislik bulaştırmışlar, ne de onu zayi etmişler. Çok muhkem boruların içerisinde bize kadar getirmişlerdir. Suyun kaçağını önlemişler, suyu korumuşlar. İçine birşey bulaşmasın diye de muhâfaza altına almışlar, biz içelim diye. Kur’an-ı kerîmin ma’nâsını anlamak isteyen mezheb imâmlarının kitâblarını okumalıdır. Mezheb imâmları yazdıklarını, Eshâb-ı kirâmdan veyahut da hocaları vâsıtasıyla, Eshâb-ı kirâmdan işitmişler ve yazmışlardır. Bütün yazılanlar hep, Resûlullah efendimizden bildirilenlerdir. Onun için, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsı, mezheb imâmlarının, ehl-i sünnet alimlerinin kitâblarından anlaşılmakdadır.
-devamı var-