-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-515-
-515-
Dünyâ muhabbeti kalbden çıkınca, Allah sevgisi kendiliğinden yerleşir. Dünyâ muhabbeti nasıl çıkacak! Ya, Allahü teâlânın ismini çok söyleyeceksin, veyahut da, Mürşid-i kâmili seveceksin. Mürşid-i kâmil başka memlekette olursa ne olur! Vefat etmişse yine olur. Vefat etmiş olan Mürşid-i kâmil, mesela bizim Silsile-i Âliyyede bulunanlardan bir dânesi, hangisi olursa olsun, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mevlânâ Hâlid hazretleri, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri; bunlardan birisine âşık olacaksın. Onları sevmek için de, hayat hikâyelerini okumak lazım. Onların hayat hikâyelerini okuyunca, onların sevgisi insanın kalbine yerleşir. Onların sevgisi kalbe yerleşince de; dünyâ sevgisi çıkar. Dünyâ sevgisi çıkınca da, Allah muhabbeti yerleşir. Demek ki, dünyâ muhabbetinin kalbden çıkması için Mürşid-i kâmile muhabbet, veyahut da, Allahü teâlâyı çok zikr etmek lazım. Dünyâ muhabbeti bu şekilde kalbden çıkar. Zikretmek nemâzla oluyor. Demek ki nemâz, günde beş kere Allah’ı zikr oluyor. Allahü teâlâyı zikredince dünyâ muhabbeti çıkıyor kalbden. Allah’ın düşmanı, herkesin en büyük düşmanı nefs-i emmâredir. Bu nefs-i emmâre ölmez. Hiç kimsenin nefsi yok olmaz. Peygamberin bile yok olmaz. Çünki, o nefs işe yarıyor. Onunla cihâd yapınca insanlar, meleklerden daha üstün oluyor. Melekten daha üstün olmak, nefsin sayesinde oluyor. Onun için nefs ölmez. Ama nefs zaîfler, kuvveti kalmaz, insanları aldatamaz zaîfleyince. Nefsi zaîfletmek de ibadet etmekle olur. Nefsin en büyük düşmanı ibâdetdir. Allahü teâlâ müslimânları çok sevdiği için nemâz kılmayı emr etmiş. Nemâz kılmak öyle bir lütf-u ilahidir ki; nefs her an nemâzda kahr olur. İnsanın kalbini aldatamaz olur zaifleyince.
-devamı var-