Mazher-i Cân-ı Cânân “kuddise sirruh” hazretleri buyurdu ki:
Hadîs-i şerîfi ve fıkıh bilgilerini öğreniniz. Âlimlerin sohbetine devam ediniz. Amellerinizi Allahü teâlânın habîbi olan Peygamber efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) ittıbâ’, uymak niyetiyle yapınız.
Her kim ki dünyâya düşkün olanlar arasına karışırsa, sohbetin bereketlerine ve tasavvufun nûrlarına kavuşamaz! Bir kimse dünyâya düşkün olanlar arasına ihtiyâç olduğu kadar karışır ve hâlis niyetle ve bâtınî nisbetini muhafaza ederek aralarında bulunursa zararı yokdur.
Takvânın ve vera’ın (haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmanın) yolu, Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) mütâbeat, uymak ve onun bildirdiklerini candan kabul etmektir. Kendi hâlinizi, kitab ve sünnette bildirilen husûslar ile karşılaştırınız. Eğer hâliniz, kitab ve sünnette bildirilen husûslara ya’nî dînin emirlerine uygun ise makbûldür. Uygun değilse merdûddur, reddedilecekdir. Ehl-i sünnet ve cemâat i’tikâdı üzere olmak lâzımdır.
Ölümü sevmeyen, istemiyenlere şaşılır. Ölüm Allahü teâlâya kavuşmaya sebeptir. Ölüm, Resûlullahı (sallallahü aleyhi ve sellem) ziyâret etmeye, evliyâya kavuşmaya, onların mübârek yüzlerini görerek mesrûr olmaya sebeptir. Ölüm; Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Halîlürrahmân İbrâhim aleyhisselâm, Emîr-ülmü’minîn Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, İmâm-ı Hasen, Cüneyd-i Bağdadî, Şâh-ı Nakşîbend Bahâeddîn Buhârî ve Müceddîd-i elf-i sânî İmâm-ı Rabbânî hazretleri ile görüşmeye, onlara kavuşmaya vesîledir. Kalbimde bu büyüklere karşı husûsi bir muhabbet vardır. Onlar zâhirî ve bâtınî şehâdete kavuştular, en yüksek mertebelere ulaştılar.
Yenilen lokmalar insanı muvaffakiyete kavuşturmalı ve tâatın nûrunu arttırmalıdır. Fakirliği zenginliğe tercih etmeli, sabır ve kanâatı seçmeli. Teslimiyeti ve rızâyı seciye hâline getirmelidir. Resûlullahın “Allah’ım! Âl-i Muhammed’in rızkını kâfi gelecek kadar kıl.” buyurduğu duasına uygun olarak, insân için lâzım olan şeyleri kâfi gelecek kadar istemelidir. Eshâb-ı Kirâm da böyle dua ederdi. İsrâfa düşürecek kadar zengin; sıkıntıya, borca düşürecek kadar da fakir olmamalıdır. İnsanların çoğu bu hâlden düşmüştür. Bu hâlde iken ölüm gelip yakalamaktadır. Kulluk vazîfesini yerine getirip, ölüme hazır beklemeli, gönlü başka arzulara bağlamamalıdır. Ölüm, ilâhî bir hediyedir. Allahü teâlâya kavuşmak ve Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) dîdârını, mübârek yüzünü görmektir.”
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi