Bizim makâmımızda edepli olmak lâzımdır. Bu edeb de, kulun kendi irâdesini bırakıp, Rabbinin irâdesine teslîm olmasıdır.
Tasavvuf; vakti, en değerli olan şeye sarf etmektir.
İnsanın kıymeti; idrâkinin, zekâsının, bu yolun büyüklerinin hakîkatlerini anladığı kadardır.
Dervişlik, herkesin yükünü çekmek ve kimseye kendi yükünü çektirmemektir.
Allahü teâlâ’dan gelen belâlara sabırlı, hattâ şükür edici olmak lâzımdır. Zîrâ, Allahü teâlâ’nın birbirinden acı belâları çoktur.
Zikr bir kazma gibidir ki, onunla gönülden yabancı duygu dikenleri temizlenir.
İnsanın yaratılmasından murat, kulluk yapmasıdır. Kulluğun özü de, her hâlinde Allahü teâlâ’yı hiç unutmamaktır.
-devamı var-