Benî Temim kabilesi reisi olan Ahnef bin Kays, Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anh) halifeliği zamanında, kabilesinin bazı büyükleriyle yazın sıcak aylarından birinde Medine’ye gelmişti. Ahnef, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında müslüman olmuş, fakat Efendimizi görmekle şereflenemediği için Eshab’dan olamamıştı. Medine’ye gelince halifeyi sordular. Hazret-i Ömer’i (radıyallahü anh), beytülmâle ait develeri tımar ederken gördüler. Ahnef’le kucaklaşan Halife-i Müslimin: “Ya Ahnef! Abânı çıkar ve yanıma gel. Şu iki zayıf deveyi tımar ederken bana yardım et. Bunlar huysuzluk ediyorlar. Bakmazsam iyice düşecek, uhdeme emanet edilmiş bu hazine malları heder olacaktır” dedi. Ahnef’le birlikte gelmiş olanlar, bir Halifenin bu derece mütevazi haline akıl erdiremiyorlardı, içlerinden biri: “Ya Emirel-Müminin; hizmetçilerinden birine emretseydin de bu işleri yapsaydı ya?” dedi. Halife şu cevabı verdi: “Benimle Ahnef’den daha münasip hizmetçi bulunabilir mi? Müslümanların idare işini üzerine alan kimse, Müslümanların hizmetçisidir. Hizmetçi de, şu işi yaparım, şunları yapmam diyemez, deve tımar etmek dahi olsa, işleri tereddütsüz yerine getirir” buyurdu.