İmam-ı Âzam “rahmetullâhi aleyh” hazretlerinin en büyük talebesi İmam-ı Ebû Yusuf hazretleridir. Bu zat, talebeliği zamanında bir gün hamama gitmek ister. Fakat parası yoktur. Hamamcıya, “on akçe param yok, fakat para yerine sana dinî bir mesele öğretirim” der. Hamamcı, “Bana fetva değil para lâzım. Paran yoksa hamama girme” der. Üzülerek dönen Ebû Yusuf, hocasına gelir ve ilmi bırakacağını söyler. Sebebini de anlatır, İmam-ı Âzam Hazretleri kendisini teselli eder ve, “Evladım, sabret. İlme devam et. İlim seni aziz eder” der.
Aradan seneler geçer. Ama hamamcıdan gördüğü üzücü hareket hiç aklından çıkmamaktadır. Seneler geçer, kendisi memleketin en yüksek ilmî makamındadır. Bütün meseleler kendisinden sorulmaktadır. Bir gün kendisinden bir fetva sorulmaktadır. Soru şudur: “Kızını evlendirmek isteyen bir kişi, ona dünyanın en kıymetli şeyini çeyiz vermek üzere yemin etmiştir. Bu yeminini nasıl yerine getirecek?” Soran kim olsa beğenirsiniz? O meşhur hamamcı. İmam-ı Ebû Yusuf hazretleri hamamcıyı tanır ve “Onbin akçe verirsen, bunun cevabını alabilirsin” der. Hamamcı razı olur ve onbin akçeye fetvayı alır. Cevap şudur: “Kızına bir adet Kur’an-ı kerîm ver. Yeminin yerine gelir” Hamamcı, memnun olarak ayrılacağı sırada, Ebû Yusuf Hazretleri der ki: “Falan zaman hamama koymadığın talebe benim. O zaman sana öğreteceğim dini mesele buydu. O zaman on akçe (hamam parasına) öğrenecektin. Şimdi onbin akçeye öğrendin”