Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” on sene canı mahallî bir yemek ister. Yememesine rağmen bir bayram gecesi nefsi kendisine;
-Ne olur, bayram günü olsun bana bu yemeği versen deyince;
-Ey Nefsim! Şâyet bu gece bana yardım edip de, iki rekat namazda Kur’ân-ı kerîmi hatim edersen, sana bu yemeği veririm der.
-Ne olur, bayram günü olsun bana bu yemeği versen deyince;
-Ey Nefsim! Şâyet bu gece bana yardım edip de, iki rekat namazda Kur’ân-ı kerîmi hatim edersen, sana bu yemeği veririm der.
Ertesi gün bayram namazından sonra nefsinin arzu ettiği yemeği getirirler. Bir lokma almasına rağmen tekrar geri koyar ve namaza durur.
-Niçin böyle yaptın? deyince;
-Tam yiyeceğim sırada nefsim bana; en sonunda maksadıma ulaştım, dedi. Ben de, hayır ulaşmadın, diyerek lokmayı geri koydum cevâbını vermiştir.
-Niçin böyle yaptın? deyince;
-Tam yiyeceğim sırada nefsim bana; en sonunda maksadıma ulaştım, dedi. Ben de, hayır ulaşmadın, diyerek lokmayı geri koydum cevâbını vermiştir.