Ma’rûf-ı Kerhi “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin dayısı bir şehrin vâlisi idi. Vâli, bir gün şehrin kenar mahallelerini dolaşıyordu. Ma’rûf’u bir kenarda oturmuş ekmek yerken gördü. Önünde de bir köpek vardı. Bir lokma kendi yiyor, bir lokma da köpeğin ağzına veriyordu. Dayısı:
“Köpekle birlikte yemeğe utanmıyor musun” dedi.
“Köpekle birlikte yemeğe utanmıyor musun” dedi.
Ma’rûf;
“Utandığım için bu zavallıyı yediriyorum” dedi ve başını kaldırıp havadaki bir kuşa seslendi. Kuş uçup geldi, eline kondu ve kanadıyla başını ve gözünü örttü.
“Utandığım için bu zavallıyı yediriyorum” dedi ve başını kaldırıp havadaki bir kuşa seslendi. Kuş uçup geldi, eline kondu ve kanadıyla başını ve gözünü örttü.
Ma’rûf;
“Allahü tealadan utanandan her şey utanır” buyurdu.
“Allahü tealadan utanandan her şey utanır” buyurdu.
Dayısı bu hâli görüp, bu sözü işitmekle hayret etti ve oradan uzaklaştı.