- Allahü tealanın dostları, Allahü tealanın yaptığı herşeyden zevk alırlar, sıkıntı, elem ve dertlerden nefs zevk almadığı için, daha çok hoşlanırlar.
- Evliya da Allahü tealanın sıfatlarıyla sıfatlanmışlardır. Onlar da dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi düşmanlara da yaparlar. Düşmanlar, dostlarla karışıp Evliyanın huzuruna gelirler, Evliya onlara hiç düşman muamelesi yapmaz, dostlarına olduğu gibi, onlara da ikram ederler, tatlı konuşurlar. Onlar da der ki, “Bu adam benim düşman olduğumun farkında değil, bana dost muamelesi yapıyor.” Evliyanın dostla düşmanı ayırmaması, nîmet vermek bakımındandır.
- Nakşîbendîde Mürşid-i kâmilin bir bakışı yeter. Şah-ı Nakşîbend hazretleri öyle dua etmişler, en kısa ve muhakkak kavuşduran yol istemişler, bu duası kabul olmuştur.
- Bu büyükleri kıran ve üzen en büyük felakete uğramıştır. Onların rızasını ve duasını alan da hiç üzülmesin.
- Büyüklerin sevgisi cevherdir, Allahü teala bu cevheri çöplüğe koymaz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurmuşlardır ki; İnsan çok bozuk olabilir, patavatsız olabilir, şu veya bu olabilir, ama bu büyüklerin yolundaysa, yol çok sağlam ve çok kıymetli olduğu için, o kişi yine makbuldür, azizdir. Bu, kendisinden dolayı değil, yolun özelliğinden dolayıdır. Büyüklerimiz, ya rabbi, bu yola mensup olanlar, eninde sonunda senin rızana kavuşsunlar, diye dua etmişlerdir. Bu yol öyle bir yoldur ki, zerre kadar muhabbeti olan, mutlaka rıza-ı ilahiyyeye kavuşur. Hasbel kader bozuk bir insansa, dünyada kavuşamazsa, ölürken kavuşur. Orada kavuşamazsa, kabirde kavuşur. Orada kavuşamazsa, mahşerde kavuşur. Orada kavuşamazsa, cennette kavuşur. Eninde sonunda muhakkak kavuşur. Çünki yol mutlak kavuşturucudur.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)