MÂLA MUHABBET – 5
[İnsanı ölmekden, bir uzvunu yok olmakdan ve şiddetli ağrıdan kurtaracak şeye (Zarûret) denir. Rûhî ve bedenî râhatlığı için ve sadaka vermek, hayrât ve hasenât yapmak, zekât, hac, kurban, ödünç vermek için lâzım olan şeylere (İhtiyâc) denir. İhtiyâcdan fazla olup, tatlı gelen, hoşa giden şeylere (Zînet) denir. İhtiyâcdan fazla olan mâlı, (tekebbür) için, gösteriş için kullanmak, zînet olmaz, harâm olur. Zarûret mikdârında kazanmak için çalışmak farzdır. İhtiyâc mikdârında kazanmak, sünnetdir. Buna (Kanâ’at) denir. Zînet olan şeyleri kazanmak, mubâhdır. İhtiyâc ve zînet eşyâsını islâmiyyete uygun olarak kazanmak ibâdet olur. Bunları kazanmak için, islâmiyyetin dışına çıkmak, harâm olur. Böyle ele geçirilenler, dünyâlık olur. (Ahkâm-ı islâmiyye), Allahü teâlânın emrleri ve yasakları demekdir.]
Hadîs-i şerîfde, (Dünyâlık olan şeyler, mel’ûndur. Allah için olan şeyler, Allahü teâlânın râzı olduğu şeyler, mel’ûn değildir) buyuruldu. Dünyâlık olan şeylerin, Allahü teâlâ indinde hiç kıymeti yokdur. Ahkâm-ı islâmiyyeye uyarak kazanılan ve kullanılan rızk, dünyâlık olmaz. Dünyâ ni’meti olur. Dünyâ ni’metlerinin en kıymetlisi, sâliha olan kadındır. Îmânı olan ve islâmiyyete uyan kimseye (Sâlih) [iyi insan] denir.