İLM-İ AHLÂK VE
İSLÂMİYYETDE AHLÂK TERBİYESİ
11
ÜÇÜNCÜ BÂB
Burada kötü ahlâk bildirilecekdir. İyi huyların anası, temeli dört iyi huy idi. Kötü huyların başı da dörtdür:
2 -Cübn, korkmak, yüreksiz olmak, şecâ’atin zıddıdır.
3 -Fücûr, nefse uymak, günâh işlemek, iffetin zıddıdır.
4 -Cevr, zulmdür. Adâletin zıddıdır.
Her iyi huyun zıddı, karşılığı olan sayısız kötü huy vardır. Çünki iyilik demek, tam orta yol demekdir. Ortanın sağında, solunda olmak, iyilikden ayrılmak olur. Ortadan uzaklığı kadar, iyiliği azalır. Hak yol birdir. Sapık, bozuk yollar ise, çokdur. Hattâ sonsuzdur. Doğru yola kavuşdukdan sonra, orada kalmak, oradan hiç çıkmamak çok zordur. Hûd sûresinin yüzonüçüncü âyetinde meâlen, (Emr olunduğun doğru yolda bulun!) buyuruldu. Bu âyet-i kerîme indiği zemân, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Hûd sûresi, sakalıma ak düşürdü) buyurdu. Âyet-i kerîmede emr olunan istikâmeti yerine getirebilmek için, Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”, Velîler, Sıddîklar “rahime-hümullahü teâlâ” şaşkına dönmüşlerdir. Bu korkudandır ki, Efdal-i kâinâtın “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek sakalına ak düşmüşdür. Doğru yolda bulunabilmek çok güç olduğu için, (Sırat köprüsü, kıldan ince, kılıncdan keskindir) buyuruldu. Fâtiha-i şerîfe sûresindeki âyet-i kerîmenin meâl-i şerîfi, (Doğru yola kavuşdurmasını Allahü teâlâdan dileyiniz!) dir. Mü’mine bu dünyâda, doğru yola yapışmak lâzımdır. Kıyâmet günü, Sırat köprüsünden geçebilmek için, dünyâda, doğru yolda bulunmak gerekdir.
– devamı var –