Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; “İnsanların kıyamet günü azabı en şiddetli olanı, dünyadayken insanlara en çok eza ve cefa vermiş olanıdır.”
Nasihat, Allahü tealanın bir kimseye verdiği nimetin onda kalarak dinine ve dünyasına faydalı olmasını istemek demektir. İlim sahipleri imkan nispetinde emr-i maruf ve nehy-i münker yapmalı yani iyiliği yaymaya, kötülükten sakındırmaya çalışmalıdır. Nasihatten uzak kalan kalp kararır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki;
Dinin temeli nasihattir,
Duyduğu hak sözü bir Müslüman kardeşine söylemek ne güzel hediyedir,
Hayra sebep olana bunu yapanın ecri kadar sevap verilir,
Kendi için istediğini din kardeşi için de istemeyen iman etmiş olmaz,
Allahü tealanın en çok sevdiği kimse çok nasihat edendir.
Vaaz ve nasihat eden kimse şunlara dikkat etmelidir.
1- Nasihat eden; yumuşak, mütevazı olmalıdır. Kur’an-ı kerimde Âl-i İmran sûresinde Allahü teala Peygamber aleyhisselamın yumuşak davrandığını, bilfarz kaba ve katı yürekli olsaydı etrafında kimse kalmayıp, dağılmış olacağını bildirmektedir. Demek ki söylenilen söz ne kadar kıymetli ve hikmetli olursa olsun güler yüzlü, yumuşak olmadıkça sözlerin tesiri olmaz. İnsanların hayırlısı herkesle iyi geçinendir, insanların şerlisi ise geçimsiz olandır. Şu halde mütevazı olup herkesle iyi geçinmelidir.
2- Daima doğru konuşmalı, yalandan uzak durmalı, ihtilaflı konulara girmemelidir. Hazret-i Lokman Hakime bu dereceye ne ile çıktığı sual edildiğinde; doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve bana gerekmeyeni bırakmakla, buyurdu.
3- İnsanları yoracak kadar uzun anlatmamalıdır.
4- Daha çok kendisinin amel ettiği, tatbik ettiği hususları söylemelidir. Çünkü Allahü teala; “İnsanları iyiliğe teşvik edip de kendinizi unutur musunuz, niçin kendi yaptıklarınızı başkalarına söylersiniz ? buyurmaktadır. Başkalarına şunu yapmayın der de kendisi onu yaparsa sözü tesirli olmaz. Mesela, gıybet etmeyin dediği halde kendisi gıybet eden, hem insanların hem Allahü tealanın yanında kıymetten düşer.
5- Umumi konuşmalı, herkese hitap etmeli, devamlı bir kişiye bakmamalıdır.
6- Allahü tealanın rahmetinden ümit kesici, azabından emin olucu şekilde konuşmamalı, korkuyla ümidi bir arada söylemelidir. Bir gün Allahü tealanın rahmetinin bolluğundan bahsederken başka bir zamanda azabının şiddetinden bahsetmelidir.
7- Eğer konuşmayı uzatacaksa insanların hoşlandığı şeyleri, güzel menkıbeleri anlatmalıdır. Hazret-i Ömer ahiretten bahseder, dinleyenlere ağırlık çöktüğünü görünce dünya işlerinden bahsederdi. Onların açıldıklarını görünce tekrar ahiret konusuna dönerdi.
8- İhsan sahibi olmalı, alıcı değil verici olmalıdır. Veren elin alan elden üstün olduğunu bilmelidir. Hazret-i Ali; herşeyin bir kıymeti vardır, insanın kıymeti ise ihsanı ve edebidir, buyurdu. Her işte, her yerde edebi muhafaza etmelidir.
9- Faydalı şey anlatmalıdır. Kulağa hoş gelse de faydasız şeylerden uzak durmalıdır.
Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim…