Hazreti Ömer radıyallahü anh’ın biri sözü vardır; “Bugün Allah için ne yaptın?”. Mübarek kendine hep bu soruyu sormuş. Bazen bu sözü duvara asıyorlar, güzel bir şey, biz de kendimize sormalıyız.
Baki billah hazretlerinin kabrinde bir hadis-i şerif yazılı. Peygamber efendimiz Sallallahü aleyhi vesellem buyurmuşlar ki; “Yer yüzünde Allahü tealanın en çok sevdiği yerler mescitlerdir”. Yine başka bir hadis-i şerifte buyruluyor ki; “Güvercin yuvası kadar mescid yapan, kendine cennette köşk yapar”. Camiye girdiğimiz zaman ferahlıyoruz. Dikkat edersek, ecdadımızın bulunduğu yerlerde hep cami yapılmıştır. Bir mescitte namaz kılındığı müddetçe, yapanlara sevap gider. Hayra vesile olduğu sürece sevap devam eder. Bir ülkenin hürriyeti, bayrağı ile belli olur. Bayrak dalgalanırsa, o memleket hür bir memlekettir. Dinin de bayrağı camilerdir. Yabancı bir memlekete gidince, ilk önce bir camiye gitmek lazımdır. Öyle olursa kişinin oradaki işleri rastgider.
Bir bio enerji profesörü diyor ki; Camilerdeki bio enerji başka hiç bir yerde yok. Orada en sıkıntılı olanın dahi bir şeyi kalmaz. Birçok farklı insanlar oradaki huzuru kendine göre tanımlamıştır.
İmam-ı rabbani hazretleri buyuruyorlar ki; ilkler olmazsa, ikinciler olmaz. O yüzden ilklerin hakkı çok büyüktür. Eshab-ı kiram ilklerdir, ne yapsa yeridir. Onlar cennetliktir.
İlk zamanlar, Peygamber efendimiz Sallallahü aleyhi vesellem kabir ziyaretini yasaklamıştı. Birleşik kaplar usulü gibi, kalpten kalbe bir şeyler akar. Bu da ahlak gibi mutlaka bulaşır. Eshab-ı kiramın bazılarının akrabası kafirdi, ziyarete gidince zulmet akacağı için yasaklanmıştı. Sonra müslümanlar da ölmeye başlayınca, peygamber efendimiz Sallallahü aleyhi vesellem izin vermiştir, hatta peygamber efendimiz buyurmuşlar ki; Eğer zorda kalırsanız, çıkış yolu bulamazsanız, büyük zatların kabrine gidip derdinizi anlatın. Ama bir ölüye gider gibi değil, onun sizi gördüğünü, feyz verdiğini bilerek, inanarak gidin.
Birgün bir büyük zata sormuşlar; Bu feyz geliyormu gelmiyormu? Biz bunu nasıl anlarız? Bu zat da buyurmuşlar ki; “Feyz kalbe geldiği zaman, bunun alameti haramlara karşı soğukluk, Allah’a ve ahirete karşı sıcaklık hissedilir”. Eğer büyük bir günah varsa, feyze engel olur.