Enver abim buyurdular ki;
(16.06.2012 Güzelşehir, Mirac Kandili)
Mirac kandilimiz hayırlı ve mübarek olsun. Çok neşeli, huzurlu ve mutlu bir şekilde bu kandili tebrik ve tesid etmek nasip oldu, hamdolsun. Çünki, O’nun rızasına uygun yaşamak, çok büyük devlet, çok büyük nimettir. Mübareklerin, Allah şefaatlerini nasip etsin “kuddise sirruh”, hayattayken vasiyetlerinden en mühimi, dinimizi yaymaktır, İslamiyet’i anlatmaktır. Bu da ancak kitaplarla olur. Hazret-i Peygamber “aleyhissalatü vesselam” bile gelse, şu anda yapacağı cihad şekli budur. Dolayısıyla, bu cihada iştirak edenler, bu kitap dağıtılmasına hizmet ve yardım edenler, Hazret-i Peygamberin “aleyhissalatü vesselam” vârisleridir. Mûris, vârisini yarı yolda bırakmaz, buyurdular. Elimizden geldiği kadar, nefesimizin yettiği kadar, ne kadar mümkün olabilirse, tek noktaya kilitlenmek, tek noktada buluşmak ve birleşmek üzere yaşayalım. O da Kitabevidir. Çünki, başlangıcımız o, hayatımız o, sonumuz da odur.
Hepimiz bu günlerde Mirac hadisesini okuyoruz. Aman ya Rabbi! Bu dünyada cenab-ı Hakkın emrine muhalif olarak icraatta bulunanların bütün hallerini Allahü teâlâ Cenab-ı Peygambere “aleyhissalatü vesselam” Miraca çıkarken gösterdi. Mübarekler anlatırken buyurdular ki; Mirac’ta dünyanın ilk anı ve son anı beraber gösterildi. Çünki, belli bir mekândan çıktıktan sonra artık zaman yoktur. Hayatında, çocukluğundan beri hiçbir zaman yalan söylememiş, hep doğru söyleyen muhbir-i sadık hazret-i peygamber diyor ki; Gittim, gördüm, geldim. Gidip gören var mı diyenler oluyor. İşte Peygamberimiz buyuruyor ki, ben gittim, Rabbimle görüştüm ve geldim. İman budur. Yoksa gitti mi, ne ile gitti, cesetle mi gitti yoksa ruh âleminde mi gitti diye kurcalamanın ne âlemi var? Sana ne? Gidip geldi. İman et, bu iş bitsin.
Mirac, yalnız Peygamber efendimize “aleyhissalatü vesselam” nasip olmuştur. Mirac, başka hiçbir peygambere nasip olmamıştır. Cenab-ı peygamber “aleyhissalatü vesselam” buyuruyor ki, Ümmetime getirdiğim en büyük hediye Mirac’tır. Beş vakit namazı kılan beş defa cenab-ı Hakka Mirac yapmış demektir. Dolayısıyla, namaz kılmak, bir yerde Mirac’tır. İnsan namazı nasıl terk edebilir? Mübarekler çağıracak, gitmeyecek. Peygamberimiz “aleyhissalatü vesselam” çağıracak, gel sohbet edelim diyecek, ben gitmem diyecek. Olur mu böyle şey? Allahü teâlânın çağırdığı yere o kişi nasıl gitmez? Bu, olacak iş değildir. Allah korusun.
ali zeki osmanağaoğlu