Enver abim buyurdular ki;
Çok büyük bir imtihanda yaşıyoruz. Bu imtihanı verenlere maşallah. İnşallah kazanacaklar. Biz anlamayız yükten; ama geminin kaptanı bizi inşallah selamete çıkaracak. Birgün Efendi hazretlerine birisi gelmiş. Efendim, bu anlattıklarınızla bizim alakamız yok, benim halim perişan, ben kurtulamam, mahv oldum, demiş. Efendi hazretleri, niye demişler. Hadi siz hayatta iken cenab-ı Hak bizi korur; ama sizin vefatınızdan sonra ben duman olurum demiş. Efendi hazretleri buyurmuşlar ki; Bu büyükler eğer ileride gemiden atacaklarsa, baştan gemiye almazlar. Sen gemidesin, korkma! Nihayetinde gemideki yerin değişir. Onun için, bu Ehl-i sünnet gemisinde olmak bir şereftir, nimettir, devlettir; bu nimetin kıymetini bilelim, birbirimize iyi yapışalım. Seadet topu ortada, bu, ne Enver abinin, ne bir başkasının. Bu seadet topu ortada ve kapan eller ortaya çıksın.
Birlikte olmak çok önemlidir, kurtulmamıza vesile olur. Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri, divanında buyuruyor ki; Allah’ın dergahında ehil, na ehil beraberdir. Allah’ın dergahına cemaat olarak çıkıldığında, cenab-ı Hak o cemaatten birini severse, onunla beraber olanların hepsini affeder. Allah’ın dergahında sen ehil değilsin demezler, ayırım yok.
Az yaşa, çok yaşa. Ama bir gün bilesin ki cenab-ı Allahın huzuruna çıkacaksın, bilesin ki bir gün ahırete gideceksin, bilesin ki bir gün öleceksin. Ve bilesin ki, verdiğin mal senindir, aldığın değil. Onun için, Allah yolunda, Allah için fakir fukaraya ver, yardım et, ne yaparsan yap. Ama Allahü tealayı hatırlayarak, Onun rızasını düşünerek aç elini.
ali zeki osmanağaoğlu