Alî Râmitenî hazretleri “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki;
4-
Allahü teâlâ katında sevgili bir kul olabilmenin on şartı vardır. Bunlar:
Yedinci şart: Allahü teâlânın hükmüne rızâ göstermek, irâdesine teslîm olmaktır. Havf ve recâ, yani korku ve ümit arasında yaşamaktır. Zîrâ Allahü teâlâ’dan korkan kimse, günâh işlemez. Ayrıca mümin, ümitsizliğe de düşmez. Allahü teâlâ, ümitsizliğe düşmemeyi emir etmektedir.
Sekizinci şart: Sâlihlerle sohbeti seçmektir. Sâlihlerle sohbet edildiği takdirde, günâhlara perde çekilir, harâmlar gözüne kötü görünür.
Dokuzuncu şart: İyi ve güzel huylar ile bezenmektir. Bu da, her şeyi yaratan Allahü teâlâ’nın ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Çünkü, Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Allahü teâlânın ahlâkıyla ahlâklanınız) buyurdu.
Onuncu şart: Halâl ve temiz lokma yemektir. Halâl yemek farzdır. Nitekim Allahü teâlâ, Bekara sûresinin yüzaltmışsekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen; (Yeryüzündekilerden halâl ve temiz olanını yiyiniz)buyurmaktadır. Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” ise; İbâdet on kısımdır. Dokuz kısmı, halâl kazanmaktır) buyurmuştur. Geriye kalan bütün ibâdetler bir cüzdür. Halâl yemeyen kimse, Allahü teâlâ’ya itâat etme gücünü kendisinde bulamaz. Halâl yiyen kimse de, Allahü teâlâ’ya isyânkâr olmaz. Halâl ve temiz yer, isrâf etmez ise, ibâdetleri kolay yapar.
Yedinci şart: Allahü teâlânın hükmüne rızâ göstermek, irâdesine teslîm olmaktır. Havf ve recâ, yani korku ve ümit arasında yaşamaktır. Zîrâ Allahü teâlâ’dan korkan kimse, günâh işlemez. Ayrıca mümin, ümitsizliğe de düşmez. Allahü teâlâ, ümitsizliğe düşmemeyi emir etmektedir.
Sekizinci şart: Sâlihlerle sohbeti seçmektir. Sâlihlerle sohbet edildiği takdirde, günâhlara perde çekilir, harâmlar gözüne kötü görünür.
Dokuzuncu şart: İyi ve güzel huylar ile bezenmektir. Bu da, her şeyi yaratan Allahü teâlâ’nın ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Çünkü, Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Allahü teâlânın ahlâkıyla ahlâklanınız) buyurdu.
Onuncu şart: Halâl ve temiz lokma yemektir. Halâl yemek farzdır. Nitekim Allahü teâlâ, Bekara sûresinin yüzaltmışsekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen; (Yeryüzündekilerden halâl ve temiz olanını yiyiniz)buyurmaktadır. Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” ise; İbâdet on kısımdır. Dokuz kısmı, halâl kazanmaktır) buyurmuştur. Geriye kalan bütün ibâdetler bir cüzdür. Halâl yemeyen kimse, Allahü teâlâ’ya itâat etme gücünü kendisinde bulamaz. Halâl yiyen kimse de, Allahü teâlâ’ya isyânkâr olmaz. Halâl ve temiz yer, isrâf etmez ise, ibâdetleri kolay yapar.