RESÛLULLAHI SEVMEK
Bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki o Server:
(Allahü teâlâyı seviyorsanız eğer,
Ve sizi sevmesini isterseniz Allah’ın,
Bana tâbi olunuz öyle ise bi hakkın.)
Lâkin Resûlullah’a tam uyabilmek için,
Onu tam sevmelidir, esâsı budur işin.
Nitekim Hak teâlâ, Kitâbında meâlen,
Buyurdu: (Ey Habîbim, onlara söyle hemen.
Eğer babalarınız ve akrabâlarınız,
Kazanmış olduğunuz mal ve makâmlarınız,
Allahü teâlâdan ve Onun Resûlünden,
Ve bu Allah yolunda cenk ve cihâd etmekten,
Daha azîz ve daha sevgili ise size,
Allah’ın azâbını bekleyin öyle ise.)
Ayrıca bir hadîste, o Sevgili Peygamber,
Şöyle buyurdular ki: (Bir kimseye, ben eğer,
Kendisinden ve bütün evlât ve yakınından,
Sevgili olmadıkça, kâmil olmaz o îmân.)
“Hazret-i Ömer” dahî, gelince ilk îmâna,
Bir gün şöyle arz etti Peygamber-i zîşâna:
Dedi: (Yâ Resûlallah, yemîn ile söylerim.
Seni ben, nefsim hâriç her şeyden çok severim.)
O zaman Resûlullah buyurdu ki: (Yâ Ömer!
Îmânla şereflenmiş bir kimseye, ben eğer,
Sevgili değil isem canından daha fazla,
O kimsenin îmânı, mükemmel olmaz aslâ.)
O zaman Ömer Fârûk, arz eyledi ki hemen:
(Yâ Resûlallah, seni, hak Peygamber gönderen,
Allah’a yemîn ile söylerim ki, şu anda,
Daha çok sevgilisin bana sen canımdan da.)
“Safvân bin Kudâme” de, o Resûl’e gelerek,
Dedi: (Yâ Resûlallah, seviyorum seni pek.)
Ona da buyurdu ki: (Öyleyse âhirette,
Sevdiğinle birlikte bulunursun elbette.)
“Hazret-i Alî” dahî nakletti ki: (O Server,
Torunları Hasan ve Hüseyin’in, bir sefer.
Ellerinden tutarak, buyurdu: (Her kim beni,
Ve şu iki torunum Hasan ve Hüseyin’i,
Ve bunların anne ve babasını severse,
Cennette benim ile bulunacak o kimse.)
Biri dahî sordu ki: (Yâ Resûlallah, şu an,
Kıyâmet kopmasına ne kadar kaldı zaman?)
Ona, Peygamberimiz şöyle suâl etti ki:
(Sen kıyâmet gününe ne hazırladın peki?)
Dedi ki: (Yok ise de fazla bir ibâdetim,
Allah ve Resûlüne fazladır muhabbetim.)
Buyurdu ki: (Onları çok seviyorsan eğer,
Cennette, sevdiğinle bulunursun berâber.)