Zarûri özürler şunlardır:
Malın, canın, hayvanın tehlikede olması, inince hayvanın veya hayvandaki veya yanındaki eşyanın, malın çalınması, yırtıcı hayvan, düşman, yerde çamur olması, yağmur olması, hastanın, inerken, binerken iyi olmasının gecikmesi veya hastalığının artması, arkadaşlarının beklemeyip tehlikede kalması, indikten sonra hayvana yardımcısız binememek… gibi sebepler birer özür olur.
Böyle bir özürle vasıta içinde ima ile namaz kılmak câiz olur. Namazda oturur gibi, yere veya koltuğun üzerine oturarak ve kıbleye dönerek namaz kılınır.
Bildirilen özürler yoksa, oturarak vasıtada namaz kılınmaz. Otobüslerin verdiği molalarda kılınabilir. Yahut otobüsü durdurup namaz kılınır. Durdurulamazsa, inilir, namaz kılındıktan sonra başka vasıta ile gidilir. İlk otobüse binerken, (Namaz vakitlerinde yolda duruyorsanız sizden bilet alayım.) diye pazarlık ederek binmelidir. Bu da yapılamazsa, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek iki namaz cem edilir. (birleştirilir)
Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre câiz değildir. Baş dönmesi özürdür. Deniz ortasında demirli gemi, rüzgârla çok sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz namazları oturarak kılmak câiz olmaz. Giden gemide, namaza başlarken kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce, kıbleye dönmek gerekir.
Seferi olan, vapurda ve trende, farz namaza kıbleye karşı durup, secde yerinin yanına pusula koymalı, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola döndürmelidir. Namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Çünkü, vapur ve tren ev gibidir. Hayvan gibi değildir. Otobüste, trende, dalgalı denizde kıbleye dönemeyenin, farz namazları câiz olmaz. Bunlar, yolda seferi oldukları müddetçe, diğer üç mezhebden birini taklid ederek, iki namazı cem, yâni birleştirmek sûretiyle (öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı) kılabilirler.