Enver abim buyurdular ki;
Hepimiz İlmihal’i okuyoruz. Fakat bu okuduğumuz ilmihalden istifade ediyor muyuz? Bunu kendi kendimize sormamız lazımdır. Hocamız; çok şey okumaktansa bir şeyi çok okumak lazımdır, buyurmuşlardı. Yirmi mektup okuyacağına bir mektubu yirmi defa oku. Eğer bir kimse ilmihali içine sindirerek, kabul ederek okuyorsa o kişide bunun iki alameti zuhur eder. İki alametten biri; mütevazı olur. İnsanın ilmi arttıkça tevazuu da artar. İlmi arttıkça daha alçak gönüllü olur, ilmi arttıkça Allahü tealaya yakınlığı artar. Kur’an-ı kerimde cenab-ı Hak, âlim zatın ilmi arttıkça Allahü tealadan korkusu artar, buyuruyor. Hocamız, âlim bir zat her an kendisini aslanın ağzındaki yem gibi görür, aslan ağzını kapattığı an mahvolur, buyurmuşlardı. Onun için, ilmihali okuyan, onu okuyup anladığı nisbette alçak gönüllü olur. Kendisini kabahatli, karşıdakini haklı görmeye başlar. Bu ise, ilmihal okumanın ve anlamanın birinci şartıdır. Hâlâ kendisini haklı, yakışıklı görüyor, mütevazı olamıyorsa ilmihali tekrar okumalıdır. İlmihal okuyup anlamanın ikinci alameti ise; tasavvufun son merhalesi olan kimseyi incitmemektir. Hocamız ne buyuruyor? İlmihali okuyup yaparsa evliya olur, herkes onunla bir an beraber olmak ister. Çünki, hiç kimseye sıkıntı vermiyor. Efendi hazretlerinin vasiyetinin son cümlesi: “Kimseyi incitmeyin” dir. İki bakımdan suçlanırsın. Kalb kırarsın ki; bu, Kabe’yi yetmiş defa yıkmakdan daha büyük günahdır. Bir de kul hakkına girersin, helalleşmedikten sonra günahdan kurtulamazsın. Onun için, ilmihali okuyan biri, arkadaşını gördüğü vakit esas duruşa geçer, yani onu kendisinden üstün bilir ve her ne kabahat varsa, kendisinden bilir. Her şeyi yaratan Allahü teala olduğu bilindiğine göre, karşıdakinin kötü davranışları karşısında alevlenmek ne oluyor? Halbuki ne yapacak? Ya Rabbi, demek ki bir kabahat işledim ki bu başıma geldi. Affet Ya Rabbi, diyecek…
ali zeki osmanağaoğlu