İmam-ı Rabbânî hazretleri, talebeleriyle, uzak bir yere giderken, gece bir handa kaldılar. “Bu gece bir belâ hâsıl olacak. “Bismillâhillezî lâ-yedurru ma’asmihî şey’ün fil-erdı velâ fissemâi ve hüves-semî’ul’alîm.” duâsını üç defa okuyun!” buyurdu. Gece büyük yangın oldu. Duâyı okuyanlara bir şey olmadı. Sadece bir odada, bir talebenin eşyaları yandı.
İmam-ı Rabbânî hazretleri onu çağırıp sordu:
– Niye senin eşyaların yandı? Sen bu duâyı okumadın mı?”
– Hayır, okumadım efendim. Ben o anda orada yoktum. Arkadaşlar da bana söylemeyi unutmuşlar.
Dert, belâ, fitne, hastalık, nazar, sihir ve zâlimlerin şerrinden korunmak için, sabah akşam, İmam-ı Rabbânî hazretlerinin bildirdiğini hatırlayarak, bu duâyı üç defa okumalı. Bu duânın okunması için büyüklerimizin de izinleri ve emirleri var. Zaten kitaplarda, vekilin asıl gibi olduğu bildiriliyor. Vekilin icraatları da, aslın icraatları olmuş oluyor. Yani duâları emirle okuyan, o büyük zatın vekili olarak okumuş oluyor. Sanki onlar okumuş gibi tesirli oluyor. Bundan dolayı da himmet ve berekete sebep oluyor.
Yetmiş bin kelime-i tevhid (Hatm-i tehlil) okumak da çok kıymetlidir. Bunu, Allah rızası için bir ölünün ruhuna ve hatta hayatta olan birinin ruhuna gönderilirse, Allahü teâlâ o ana kadar işlemiş olduğu bütün günahları silip atıyor. Yetmiş bin kelime-i tevhid (Lâ ilâhe illallah) okumak, bizatihi insanın kendisine de fayda verir. Kabirde karşısına çıkar, imdadına yetişir. İmanlı olana yetmiş bin kelime-i tevhid hediye edilince, Allahü teâlâ kabir azabını kaldırıyor.