KİBR – 2
Kibr çeşidlerinin en kötüsü Allahü teâlâya karşı kibrli olmakdır. Nemrûd böyle idi. Tanrı olduğunu i’lân etdi. Allahü teâlânın nasîhat vermek için gönderdiği Peygamberi “aleyhissalâtü vesselâm” ateşe atdı. Fir’avn da böyle ahmaklardan biri idi. Mısırda ülûhiyyetini i’lân etdi. Ben sizin güçlü tanrınızım dedi. Allahü teâlâ, nasîhat vermek için, Mûsâ aleyhisselâmı gönderdi. Buna inanmadı. Allahü teâlâ, onu Süveyş denizinde boğdu. Bunlar gibi, bu dünyânın yaratıcısına inanmayanlara (Dehrî), ateist denir…
Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” karşı da tekebbür edenler çok işitildi. Allahın gönderdiği Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm” bu mudur? dediler. Bu Kur’ân, Mekke şehrinin ileri gelenlerine indirilseydi iyi olurdu dediler. Târîh boyunca, islâmın büyüklerine karşı da, böyle tekebbür edenler, alay edenler, hiç eksik olmadı. Bu tekebbürler, âciz, za’îf, elinden birşey gelmeyen, hattâ kendinden ve bedeninin yapısından haberi olmıyan kulun, kendi mâlikine, sâhibine, kuvveti, gücü sonsuz olan Rabbine karşı bir savaş idi. Vaktiyle iblîs de, böyle tekebbür etdi. Meleklere, Âdem aleyhisselâma karşı secde etmeleri emr olununca, toprağa karşı niçin secde edeyim? Ben ondan dahâ üstünüm. Beni ateşden, onu çamurdan yaratdın diyerek, Rabbine karşı geldi. Ateşin alevini, latîfliğini ve ışık yaydığını görünce, onu sudan ve toprakdan üstün sandı. Hâlbuki üstünlük, kendini üstün görmekde değil, tevâdu’ göstermekdedir. Cennetde toprak vardır ve misk gibi kokacakdır. Cennetde ateş yokdur. Ateş, Cehennemde azâb vâsıtasıdır. Ateş, harâb etmeğe, toprak, binâ yapmağa yarar. Mahlûklar toprak üstünde yaşamakdadır. Hazîneler, defîneler toprakda bulunur. Kâ’be toprakdan yapılmışdır. Ateşin ışığı gecelere son verir, gündüzü getirir ise de, toprakdan çiçekler, meyveler hâsıl olmakdadır. Kâinâtın, varlıkların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmın yeri toprakdır.
– devamı var –
İslâm Ahlâkı