Enver abim 2005 Ekim ayının 13’ü Ramezan-ı şerif sohbetinde buyurdular ki;
-3-
Efendim iyiyiz elhamdülillah. Niyet hayr akıbet hayr. Niyetimiz belli, bu niyete bağışlar cenab-ı Hak inşallah bizi.
Bir gün mübarekler dua ediyorlardı; Ya Rabbi amelimize değil niyetimize ve ihlasımıza bağışla bizi diye. Yani, bizi amellerimizden dolayı değil, niyetimiz ve ihlasımız sebebi ile bizi afv et.
Mübarek hocamız birgün Mektubat okuyorlar. Buyurdular ki; esas bu Mektubat 6 cilttir. 3 cildi İmam-ı Rabbani hazretlerinin, 3 cildi de Muhammed Masum hazretlerinin. Bu 6 cilt mektubatın hulasası 2 satır, 2 cümle. Yani 6 cilt Mektubat okuyacaksın ve bir özet çıkaracaksın, bu özet kaç satır, 2. Bu iki cümle; islamiyete uymak ve hocasına tabi olmak, sevmek, buyurdular. Bütün Mektubatın özeti budur. Bir gün, muhabbet kalbde hasıl olan bir haldir, buyurdular. Muhabbet nerede olurmuş, beyninde değil, kalbinde. Cenab-ı peygamberden aka aka bize kadar gelmiş buyurdular.
Dolayısıyla, insanın kalbinde muhabbet arttı mı dünyaya karşı soğukluk, ahirete karşı sıcaklık artar. Bu artma da bağlılık nisbetinde olur yani insan hocasına ne kadar itaat ederse, ne kadar muhabbet beslerse, o kadar çok muhabbeti elde eder onun kalbinden. Mübarekler kaç kere buyurdular ki; bizi arayan kitapların satırlarının arasında bulsun, diye. Yine birgün yusuf adında bir saatçi, mübarek hocamıza mektub yazmış, o mektubda diyor ki . Ben bir şeyhe talebe olmak için istihareye yattım, yani bunların hangisine ben tabi olayım diye. Efendim, ben rüyamda sizi gördüm. Mübareklere yazıyor ki, bana bir el verin diyor. Şimdi kağıt kalemi aldık. Mübarekler; ben söyleyeyim siz de yazın buyurdular. Ve aleyküm selam kardeşim. Gördüğünüz rüya sahihtir yani doğrudur. Siz benden bir el istiyorsunuz ben size iki el veriyorum. Benim ellerimden biri Seadet-i Ebediyye diğeri Mektubattır. Bu iki kitaba kavuşan bize kavuşmuştur. Bütün bilgilere kavuşmuştur. Siz bu iki kitabı okuyun başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Biz de onları okuyup anlamaya çalışıyoruz. Nasıl, cevap böyle olur. Dolayısıyla Mübarekler buyuruyorlar ki; bizimle görüşmek isteyen, bizimle sohbet etmek isteyen, kalbimdeki muhabbetten almak isteyen ilmihal okusun ve okutsun. Hem okusun hem de birine versin okutsun, çünkü Mübareklerin yolu böyleydi.
Bir gün mübarekler dua ediyorlardı; Ya Rabbi amelimize değil niyetimize ve ihlasımıza bağışla bizi diye. Yani, bizi amellerimizden dolayı değil, niyetimiz ve ihlasımız sebebi ile bizi afv et.
Mübarek hocamız birgün Mektubat okuyorlar. Buyurdular ki; esas bu Mektubat 6 cilttir. 3 cildi İmam-ı Rabbani hazretlerinin, 3 cildi de Muhammed Masum hazretlerinin. Bu 6 cilt mektubatın hulasası 2 satır, 2 cümle. Yani 6 cilt Mektubat okuyacaksın ve bir özet çıkaracaksın, bu özet kaç satır, 2. Bu iki cümle; islamiyete uymak ve hocasına tabi olmak, sevmek, buyurdular. Bütün Mektubatın özeti budur. Bir gün, muhabbet kalbde hasıl olan bir haldir, buyurdular. Muhabbet nerede olurmuş, beyninde değil, kalbinde. Cenab-ı peygamberden aka aka bize kadar gelmiş buyurdular.
Dolayısıyla, insanın kalbinde muhabbet arttı mı dünyaya karşı soğukluk, ahirete karşı sıcaklık artar. Bu artma da bağlılık nisbetinde olur yani insan hocasına ne kadar itaat ederse, ne kadar muhabbet beslerse, o kadar çok muhabbeti elde eder onun kalbinden. Mübarekler kaç kere buyurdular ki; bizi arayan kitapların satırlarının arasında bulsun, diye. Yine birgün yusuf adında bir saatçi, mübarek hocamıza mektub yazmış, o mektubda diyor ki . Ben bir şeyhe talebe olmak için istihareye yattım, yani bunların hangisine ben tabi olayım diye. Efendim, ben rüyamda sizi gördüm. Mübareklere yazıyor ki, bana bir el verin diyor. Şimdi kağıt kalemi aldık. Mübarekler; ben söyleyeyim siz de yazın buyurdular. Ve aleyküm selam kardeşim. Gördüğünüz rüya sahihtir yani doğrudur. Siz benden bir el istiyorsunuz ben size iki el veriyorum. Benim ellerimden biri Seadet-i Ebediyye diğeri Mektubattır. Bu iki kitaba kavuşan bize kavuşmuştur. Bütün bilgilere kavuşmuştur. Siz bu iki kitabı okuyun başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Biz de onları okuyup anlamaya çalışıyoruz. Nasıl, cevap böyle olur. Dolayısıyla Mübarekler buyuruyorlar ki; bizimle görüşmek isteyen, bizimle sohbet etmek isteyen, kalbimdeki muhabbetten almak isteyen ilmihal okusun ve okutsun. Hem okusun hem de birine versin okutsun, çünkü Mübareklerin yolu böyleydi.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu
ali zeki osmanağaoğlu