Enver abim buyurdular ki;
Bir arkadaşımız anlattı: İş yerinde takvim yaptırmıştım bu sene. Bir bayan geldi, bir ürün almak istedi. Baktı, aldı. Efendim, size bir de takvim hediye edeyim, dedim. Hangi takvim, dedi. Türkiye Takvimi dedim. Allahım, ya Rabbim, sana şükürler olsun. Benim ayağımı buraya getirttin, dedi. Efendim, Isparta’yı verseniz, o kadar sevinmez. O bayan; Hüseyin Hilmi Işık efendinin “rahmetullahi aleyh” kitabını aldım. Çok seviyorum. Kim ne derse desin, bundan başkasını okumam, dedi. Efendim, Namaz Kitabı da var, ondan da hediye edeyim dedim, ondan da hediye ettim efendim, dedi.
O arkadaşımıza dedim ki; aferin, iş bu. Çok sevap kazandın. Çünki, onun her harfine sevap verilecek. Kıyamete yakın, yani insanlar bozulmaya başladığı zaman, bir sünneti ifa etmesine sebep olmak çok kıymetli. Ama farz, vacip, iman var. Bir sünneti icra etti, Hazret-i Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyor ki; Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehit sevabı vardır. Mübarekler buyuruyorlar ki; Ya bu bir vacipse, ya bu farzsa, hele imansa, kaç yüz, kaç yediyüz şehit sevabı… Onun için, kitap kitap kitap. Cenab-ı Hak hepimize iyilik versin.
ali zeki osmanağaoğlu