Enver abim buyurdular ki;
Elhamdülillah ki, aralıksız olarak hemen hemen her yere, her eve kitaplarımız rahmet yaprakları gibi dağılıyor. Herhalde kitaplarımızın girmediği hane kalmamıştır. Kitapların basılması, paketlenmesi ve sevkiyatı, başlı başına bir iştir. Hiç görülmeyen, gösterişi olmayan, aslı ve esası ihlâsa dayanan bu hizmetler, inşallah ömrümüz var olduğu müddetçe, fitne ve fesada sebep olmadan, gurur ve kibre kapılmadan, kalp kırmadan, hiçbir kimseyi üzmeden, hiçbir zaman üzerimizden gitmeden devam eder.
Mübarekler buyurdu ki, (Bir vakit namaz geçse, o kişi bin yıl kitap dağıtsa, onun sevabını alamaz) Sakın ha! Allahü teâlâ her kolaylığı vermiştir. Mü’min, nefes aldığı müddetçe, ayakta, oturarak, nasıl imkânı varsa, namazını kılmak zorundadır. (Namaz gözümün nurudur) buyuruldu. Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Üzerimden bir vakit namaz geçeceğine Allah bin defa canımı alsın) buyurmuş. O halde iki vazifemiz var: Namaz ve hizmet. Hiçbir bahane, bu ikisini ortadan kaldıramaz. Vaktim, imkânım yoktu demek boş konuşmadır. Ekmek yemeye vaktin varsa, ekmek alacak kadar paran varsa, herhalde bir lira, iki lira verip bir namaz kitabı alabilirsin.
ali zeki osmanağaoğlu