Arada bir telefonla veya davet ederek, sorarlardı, takip ederlerdi. Kimler geliyor, neler anlatıyorsun, şunları da anlat buyururlar, yakından ilgilenirlerdi. Şunu şunu bana getir göreyim dedikleri de olurdu. Söyledikleri abileri Cağaloğlu’nda gazeteye götürürdüm. Bazan telefon edip, akşama şu saatte bizim kapıya gel buyururlar, kapıda gene bu konularda bazı şeyler sorarlar, gelenlerin hallerinden anlattırırlardı. Kapıya bizi çağırmaları her defasında bizim toplanacağımız günlere denk gelirdi,… tesadüf mü bilemem, burayı herkesin kendi anlayışına bırakıyorum… Sonra bir avuç dolusu çikolata veya şeker verirler, bu akşam gelenlere verirsin buyururlardı. Dağıttığımda ne bir tane noksan, ne de bir tane fazla… kaç kişi varsa sayı o kadar olurdu. Bu hal defalarca, belki 10 larca defa ve 2-3 sene devam etti, her defa gelen arkadaşlar farklı sayıda olduğu halde, her defasında şekerler gelen sayı kadardı.
Arada bir de, şu kadar kişi Sarıyer’e getir, bir de ben sohbet edeyin onlarla buyururlardı. Tabii böyle özel günler bize bayram olurdu. Böyle topluca gidilmesi senede bir veya iki defa tekrarlanırdı. Hatta vefatlarına kadar da, bu şekilde zaman zaman abilerin kitap okuma veya kitap hizmetleri grublarını bazan Holding’de, bazan Güzelşehir’deki evlerinde kabul ettiler. Böyle günlerdeki sohbetlerden bazı bölümleri, zaten haftanın diğer günlerinde anlatmağa çalışıyoruz.
Fî emanillah