Enver abim buyurdular ki;
Allahü teala peygamberleri vasıtasıyla kullarına kendini tanıttı. Çünki, eğer Allahü teala tanıtmasaydı, peygamberler de bilemezdi. Allah var ama nasıl? Bunu Fransızlar da biliyor, Eflatun da söylüyor ama, kendi kafasındaki bir tanrıyı söylüyor. Halbuki Allah, Allahü tealanın bildirdiği Allahtır. Yoksa senin kendi kafanda oluşturduğun tanrı değildir. Dolayısıyla, Allahü tealaya ibadet, Allahü tealaya ubudiyet, Onun için ve Onun istediği için olmalıdır. Yoksa, biz kendimiz istediğimiz için, cenab-ı Hakka herhangi bir şekilde teşekküre kalkarsak, o, Allahü tealaya, Allah korusun, küfr etmek bile olabilir. Onun için, ilimsiz, bilgisiz din olmaz. İşte Allahü teala bizi niçin yarattı? Onu tanımamız ve Onu sevmemiz için. Nasıl olacak bu? Bir bardak su içiyorsun, bardakla içiyorsun. Yemek yiyorsun, bir kabın içinde yiyorsun. Allahü teala her şeyi bir şeyin altında gizlemiş, bir sebep yaratmıştır. Cenab-ı Hak da kendisinin tanınması, sevilmesi için, vasıtalar yaratmış ve Kur’an-ı kerimde bildirmiştir. Siz eğer bana kavuşmak istiyorsanız, bana kavuşturan yollara girin, bana kavuşturacak insanları bulun. Onlarla ancak bana gelebilirsiniz, buyuruyor. Kim onlar? Evvela Peygamber efendimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ ve Onun talebeleri, Eshab-ı kiram, ondan sonra Ehl-i sünnet âlimleri, mezhep imamlarımız, onların talebeleri, onların talebeleri derken, muazzam bir halka teşekkül ediyor ve mübarek Hocamıza kadar hepsi geliyor. Aynalar öğrettiler bize. İşte, mumu buraya koyuyorsun, karşısına bir ayna, onun karşısına bir ayna, onun karşısına bir ayna, ama en sondaki aynada mum, yine aynıdır…