Enver abiler buyurdular ki;
Benî İsrail zamanında bir âbid varmış. Cenab-ı Hakka elli sene hiç isyan etmeden yaşamış. Ne kimseyi görüyor, ne kimseyle konuşuyor, yalnız ibadet ediyormuş. Elli sene sonra, cenab-ı Hak, kulum, senin günahlarını afv ettim, buyurmuş. Elli sene ben ne günah işledim ki, beni afv ediyorsun, demiş. Cenab-ı Hak Cebrail ‘aleyhisselama’, git şunun şu damarını sıkıver, buyurmuş. Şah damarını… Cebrail ‘aleyhisselam’ gelip sıkmış, bir baş ağrısı.. Kendini oradan oraya atıyormuş. Bu sefer; ben ne yaptım sana ya Rabbi, sen beni ne hale soktun diye, isyana gelmiş. Cebrail ‘aleyhisselam’ gelmiş, elli senelik ibadet, sıfır. Daha bir gece geçti. Ya ömrün boyunca böyle olsaydı, demiş. Değmez! Cenab-ı Hakkın nimetlerinden, ezilmekten, gözyaşı dökmekten başka yapacağımız bir şey yok. Çünki, her an O’na muhtacız. Konuşurken, yazarken, yatarken, kalkarken.. Nereye baksak, hep O’nun kudretiyle ayaktayız. Bir an bıraksa, kainat paramparça olur. Uzay görüntülerini izliyorum, deli olmak içten değil. Daha birinci kat gökteki yıldız kümelerinin aldığı şekiller. Rengarenk, kümeler halinde. Bir tanesi durmadan, hepsi dönüyor. Öyle bir kainat ki, duran hiçbir şey yok. Elektronlar bile dönüyor. Mübarekler buyurdular ki; Dönen her şey, Allah der. Çünki, Allah kelimesi, He dir. Başındaki Elif, Lam, He harfini çıkartmak içindir. Allahü tealanın asıl simgesi, He dir, buyurdular. Bakın, konuşurken zikr ediyoruz, hayvan bağırırken, yapraklar sallanırken, su akarken, zikr ediyor. Çünki, her çıkan ses, He harfidir. Yani, kainatta devamlı surette hep He harfi vardır. Onun için, ya Rabbi, gafletle veyahut da bilerek seni zikr edenlerin hatırına bizi afv et, derler. Dostu düşmanı, canlı cansız, Onu zikr etmeyen, tek nesne yoktur. Elektronlar niçin dönüyor? Gene He harfini söylüyorlar. Dönen şey, He der. Dolayısıyla, Allahü tealanın kudretinin, varlığının olmadığı hiçbir şey yoktur. Melekler, Cennet, Cehennem, ateş, su, hepsi O’nun kudretindedir. Böyle bir Allah nasıl unutulur? Onun için, Mübarekler birgün Işık Kitabevine geldiler, buyurdular ki; İçinizde en günahkâr, benim. Bütün arkadaşlarımız, estağfirullah efendim, dediler. Yok yok, içinizde en yaşlı benim. Allahü tealayı unutarak alınıp verilen her nefes, günah yazılır. İçinizde en çok nefes alıp veren benim, buyurdular. Sen kalk, şu ibadeti yaptım, şu hizmeti yaptım, şunu sattım, bunu sattım.. Bir bardak su etmezsin.