Enver abiler buyurdular ki;
Büyüklerimiz buyuruyorlar ki; Ülfet, sevap, külfet-i mukabildir. Külfet yoksa, ülfet o zaman da olur. Mübarek Hocamız buyuruyorlar ki; Dünyada en zor iş, Allahü tealanın dinini anlatmaktır, çünki, imandan bahsediliyor. Onun çok düşmanı ve muhalifleri vardır. Onun en büyük düşmanı, insanın kendisidir. Şeytan zaten vazifesini yapmak zorunda. Birisi Efendi hazretlerine gelmiş; efendim çok vesvese geliyor, bunun çaresi var mı, demiş. Peki o vesveseyi sana kim veriyor, buyurmuşlar. Efendim; şeytan, demiş. Efendi hazretleri buyurmuşlar ki; O, vazifesini yapıyor, sen de vazifeni yap. O, kendi işini yapıyor, sen de kendi işini yap. Onların en büyük düşmanı, büyükler, evliyalardır. Evliyaların olduğu semte uğrayamazlar. Yani, şimdi şeytanı irşad mı edeceğiz? Cenab-ı Hakkı dinlememiş, seni mi dinleyecek?
Âb-ı hayata kavuşan ebediyyen ölmez. Ama âb-ı hayata kavuşmak kolay değil. Dağlar var, canavarlar var. Çok zor çok. Fakat bizler, mübarekleri sevenler, ağabeyler, canavarla karşılaşmadan lutf-i ilahi ile kavuştuk. Âb-ı hayat imandır. Sonsuz Cennettir, Cennette yok olmamak, ölmemektir, buyurdular. Bulamayanlar, ölümden bin beter Cehenneme gidecekler.