Enver abiler buyurdular ki;
Allah hayırlı ömür versin. Şimdi Zeki Celep Abi’nin en çok ettiği duayı edelim de, onun da rûhu şâd olsun. Zeki Abi diyor ki, “Yâ Rabbi, Enver Abi’ye çok sıhhat ver, hayırlı uzun ömür ver, başımızdan eksik etme, ama hep konuşsun, o, konuşmalıdır diyor. O konuşsun, birinin konuşması lâzım diyor. Allah da ona vermiş o işi. Nasıl vermiş, ben size söyleyeyim. Bir gün Mübârekler anlattılar, Allah rahmet eylesin, kardeşim buyurdular; birkaç gün çok, çok düşündüm, ben dînime kitap yazmak yoluyla mı hizmet edeyim, yoksa sohbetlere mi devam edeyim diye. Çünki, o zaman daha piyasada kitap falan yoktu. Ama çok düşündüm buyurdular, kitaplara mı vereyim kendimi, yoksa sohbetlere mi vereyim. Çünki, Mübârekler her hafta, on beş günde bir devamlı sohbet yapıyorlardı. Ve kitaplara karar verdim yazmaya başladım. Fakat Allahü teâlâ benim bu iki isteğimi de kabul etti, hem kitap hizmetimi, hem de sohbet hizmetimi, ikisini de bana nasib etti, çünki Allahü teâlâ Enver Ören’i yarattı, buyurdular. Allah deyin. Onlar buyurdular, ben demedim… Mübârekler öyle buyurdular. Ben zaten hayatımda, Allah korusun, bir gün olsun, hiçbir zaman olsun, Mübârekleri düşünmeden, Onlara sığınmadan hiç buraya oturmadım, laf etmedim. Dolayısıyla teybi dinler gibi dinle, gramofon dinler gibi dinle, ama Mübârekleri dinle. Onun için tatlı olur ha! Ne kadar saf olursa, o kadar tatlı ve kıymetli olur.