Enver abiler buyurdular ki;
Unutmayın ki, dağda yetişen armut ile, bahçıvanın elindeki armut, aynı olmaz. Dağdaki armut yamuk yumuk olur, bakımsız olur, böcekli olur. Kalırsa ne âlâ, kalmazsa kurtlar, kuşlar yerler. Ama bahçıvanın elinde yetişen bir armut, budanması, ilaçlanması, her şeyiyle tamam olur. Biz bahçıvanın eline düşmüşüz. Ne bahtiyarlık. Eğer böyle bir mürşid-i kâmil, böyle bir mübarek zât olmasaydı, senin burada ne işin vardı, benim burada ne işim vardı? Allah şefaatlerine nail eylesin, mübarek Hocamız öyle buyurdular; Efendi hazretlerini gördükten sonra insan olduğumu anladım, müslüman olduğumu anladım. Eğer bütün yapılan hizmetler, ibadetler, aklınıza her ne geliyorsa, eğer bir zerresini şahsımdan bilsem, bu benim kabiliyetimdir desem, yanarım. Onun için, abdiyyet, ademiyyettir. Kul olmak, yok olmaktır.