Enver abiler buyurdular ki;
Bir gün Emir Gilal Hazretleri “rahmetullahi aleyh” talebeleriyle beraber camiye gidiyor. Camiye giderken bir bahçeden geçiyorlar ve orada baba-oğul çalışıyorlar. Oğul babasına; Baba, kim bunlar, diyor. Babası; Emir Gilal ve talebeleri, bunların hepsi sahtekar, diyor. Bunu da Emir Gilal Hazretleri duyuyor. Biraz duruyor ve devam ediyor. Ve diyor ki talebelerine; Abdülhalık-ı Goncdüvani hazretleri buyuruyor ki; Evliyaya kim tahkir ederse, hakaret ederse iflah olmaz. Daha cümle bitmeden, bunu söyleyen adamda inanılmaz derecede bir uyuz hastalığı başlıyor. Ama nasıl, tepeden tırnağa her tarafı kaşınıyor. Çok feci. İlaç diyorlar, hayır diyor. Beni camiye götürün, Emir Gilal hazretlerine götürün, diyor. Alıyorlar camiye götürüyorlar. Yalvarıyor yakarıyor, ayaklarına kapanıyor. Efendim, ben ettim siz etmeyin, affedin, diyor. Emir Gilal hazretleri diyor ki; o ok öyle bir saplandı ki onun ne devası var, ne ilacı. Çünki, o ok bizden çıktı. Bizi aştı, dolayısıyla sen git keyfine bak, diyor. Adam kapıdan çıkıyor, üç beş adım gittikten sonra ölüyor. Allahın kılıcına dokundu. Allahın kılıcına dokunanlar iflah olmaz.