Enver abiler buyurdular ki;
Bir arkadaş hâtırasını anlatdı. Annem vefât edince duâ istemek için Hocamıza gitdim. Hocamız; kardeşim, anneniz Cennete gitdi. Mücâhid evlâd yetişdirmiş, buyurdular. O gece rü’yâmda annemi gördüm. Anne neredesin, dedim. Oğlum, bana tuhaf bir şey oldu. Bana sâdece Hüseyn Hilmi Işık’ı tanıyor musun, dediler. Ben de tanıyorum, dedim. Nasıl tanıyorsun, dediler. Benim oğlum onların müessesesinde çalışıyor, dedim. Sonra bir şey yapmadılar, diye söyledi. Aynısı bana da oldu. Annemi vefât edince rü’yâmda gördüm. Size nasıl muâmele etdiler diye sordum. Annem dedi ki; Benim öldüğüm gün iki tâne koğuş yapdılar, bir koğuşa kadınları, bir koğuşa erkekleri doldurdular. Herkesi hesâba çekiyorlardı. Beni de çağırdılar, gitdim, bakdılar, Hüseyin Hilmi Işık’ı tanıyor musun, dediler. Tanıyorum, dedim. Seviyor musun, dediler. Elbetde, dedim. Nereden tanıyorsun, dediler. Oğlumun kayınpederi, dedim. Temâm, buna hesâb yok dediler, diye söyledi.