Enver abiler buyurdular ki;
Allahü teala rahmet eylesin, cenab-ı Hak şefaatlerine nail eylesin, derecelerini âli eylesin, inşallah Cennette hoş geldin desin, mübarek Hocamız buyurdular ki; Eğer Allahü teala bir kuluna dünyada iki şey vermişse, ona her şeyi tam vermiştir. Yani, bir üçüncü şeyi isteme hakkı yoktur. Ne kadar kıymetli! Biri, Ehl-i sünnet vel cemaat itikadı. Çünki Ehl-i sünnet, çok kıymetlidir. Mezhepli mezhepsiz herkes Ehl-i sünnete düşmandır. Buradan ne kadar kıymetli olduğunu anlamak lazım. Bir meta ne kadar değerliyse, onun düşmanı o kadar çoktur. Demir parçasının niye düşmanı olsun ki? O halde, Ehl-i sünnet olmak şu anlama gelir; Ey kulum, ben seni seçtim, sana bu ihsanı verdim; çünki Ehl-i sünnet olmak irsi değildir, miras değildir, ancak Allahü teala sevdiğine, seçtiğine, ihsan ettiğine verir. Arkadaşlara diyoruz ki, Allahü teala buyuruyor ki; Ben bunu seçtim, buna Ehl-i sünnet vel cemaat itikadını verdim. Sen kim oluyorsun da, ona terslik yapıyorsun. Allahtan kork. Rabbim buyuruyor ki; Ben seçtim… Arkadaşlarımızın kıymetini eğer yine biz bilmezsek, kim bilecek? İkincisi, öyle bir devlet, öyle bir nimet ki, biraz evvel sofrada arkadaşlara onu söyledim, bir büyük zâta birisi; ahirette benim halim ne olacak, diye sormuş. Mübarek de cevap vermiş; Büyükler gemiden atacaklarını gemiye almazlar. Sen gemidesin, daha ne istiyorsun? Sen atlama buradan. Bilirsin ki, eğer büyüklerimiz gemiden atacaklarsa, onu önceden gemiye almazlar. Netice nedir? Evvela Rabbimize çok teşekkür edelim. Çünki Allahü teala bu kadar insan arasından seni seçtim diyor.