Enver abiler buyurdular ki;
Mübarekler buyurdular ki, Efendi hazretlerinden ne istifade ettiysem Efendi hazretlerine olan edebimden dolayı kazandım. Efendi hazretleri, artık gelme diyecek diye korkardım. Karlı buzlu bir günde efendi hazretlerine Ankara’dan gelmiştim. Her taraf o kadar soğuk idi ki, sohbetin zevkini düşündükçe soğuk hiç aklıma bile gelmiyordu. Kaşgari dergâhına soluk soluğa çıktım, kapıdan içeri girdim. Efendi hazretleri hoş geldin dediler. Sohbet devam etti, akşam oldu. Efendi hazretleri nerede kalacaksın deyince, bilmiyorum efendim dedim. Burada kal buyurdular. O gece aynı evde salondaki Efendi hazretlerinin kaylule için kullandığı yatağında yattım.
Mübareklerin namazlardan sonra okuduğu dua vardı. Ya Rabbi, amelimize değil, bizi niyetimize ve ihlasımıza bağışla. Hani tövbelerimiz tövbeye muhtaçtır buyurdukları gibi. Niyet ve ihlas çok faydalıdır. Bir gün vaaz verirken Efendi hazretleri buyurmuşlar ki, ben bir şey söylemek isterken, manayı düşünürken, ağzımdan başka bir kelime çıkabilir. Beni o zaman ikaz edin. Mübarekler buyurdular ki, Efendi hazretlerinin ağzından hiçbir zaman yanlış kelime çıkmadı. Ama tevazuundan böyle söylerlerdi.